ZİKİR KALPLERE CİLA VE ŞİFADIR

Gavsımız Seyyid Abdülbaki Elhüseyni kuddise sirruhu “Allah Teâlâ'yı zikretmek, kalplerin cilası ve kuvvetidir. Kulakların sağırlığı, dillerin tutukluğu, gözlerin körlüğü zikirle giderilir. Allah Teâlâ, görenlerin gözlerini nurla süslediği gibi zikredenlerin dillerini de zikirle süsler. Zikirden gafil bir dil, görmeyen göz, işitmeyen kulak ve tutmayan el gibidir. Kul, şeytanı zikirle yener. Zikir, salih amellerin ruhudur. Allah Teâlâ'yı zikretmenin faziletleri sayılamayacak kadar çok ve meşhurdur. Zikir, tövbeden sonra tarikatın en büyük ve en önemli esaslarından biridir. Çünkü zikir, saliklerin elde etmek istedikleri halleri ve yakaza (gaflet uykusundan uyanma) makamından tevhid makamına kadar tüm makamları kişiye kazandırır. Bunları elde etmek ancak zikirle mümkündür. Zikir ne kadar çok ve sağlam olursa netice ve faydası da o kadar büyük olur. Ayrıca kul, gaflet uykusundan uyanmadıkça yaratılış gayesi olan marifetullaha ulaştıracak yolları kat etmesi mümkün değildir.”

Allah Teâlâ ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”  (Zâriyât, 51/56)
İbn Abbas [radıyallhu anhüma], “Ayette geçen kulluk etsinler' ifadesi bilsinler' anlamındadır" demiştir. Kişi gafletten ancak zikirle uyanabilir. Zira gaflet kalbin uykusu veya ölümüdür.
Tarikattan maksat, kalbi masivaya olan bağdan kurtarmaktır. Bu hususta zikir en büyük esastır. Çünkü çokça zikretmek, zikredilene duyulan muhabbetin kalbi doldurmasını sağlar. Bu muhabbet o kadar çok olur ki kalpte başka bir muhabbete yer kalmaz. Güzel ahlâkların ve övülen vasıfların hepsi bu muhabbetten ortaya çıkar.
Allah Teâlâ’ya ulaşma konusunda zikir esas olduğundan Kur'ân-ı Kerim'de, sünnet-i seniyyede, sahabi ve âlimlerin sözlerinde teşvik edilmiş, zikrin terkedilmemesi ve ondan gafil kalınmaması için de uyarıda bulunulmuştur.    
Büyükler Zikri ve Günlük Virdi Tavsiye Etti
İlmin kapısı Hz. Ali radyallahu anh şöyle buyurmuştur: “Amellerin en meşakkatlisi şu üçüdür:
Adaletli davranmak, her an  Allâh Teala' yı zikretmek, müslüman kardeşinin (mümkünse maddi) durumunu düzeltmek. "
Abdullah b. Mesud radıyallahu anh şöyle buyurmuştur:
“Allah Teâlâ’yı çokça zikredin ve sadece Allah Teâlâ'yı zikretmede size yardımcı olacak kimselerle arkadaşlık yapın.”
İmam Hasan-ı Basrî rahmetullahi aleyhi şöyle buyurmuştur:
“Kalp huzurunu namazda, Kur'an-ı Kerim'de ve zikirde arayın. Şayet bulursanız devam edin ve sevinin. Eğer bulamazsanız bilin ki kapı kapalıdır.”
Şeyh Ebu Süleyman ed-Dârânî kuddise sırruhu şöyle buyurmuştur:
“Cennette bir yer vardır. Zikreden kişi zikretmeye başlayınca melekler buraya ağaç dikmeye başlar. Bazan meleklerden biri durur. 'Neden durdun?’ diye sorulunca da, ‘Arkadaşım zikretmeyi bıraktı’ der."
Şeyh Zünnün-i Mısrı kuddise sirruhu şöyle buyurmuştur:
“Dünya ancak Allah Teâlâ'nın zikriyle, ahiret ancak affıyla, cennet ancak cemalini görmekle güzel olur.”  Allah c.c nasip eylesin inşaEllah.
      Allah c.c’nun selâmı rahmeti 
af ve bereketi bizimle olsun.