HALK METEOROLOJİSİ

Meteoroloji gözlem istasyonları yokken, rasathane kavramı bilinmezken insanlar neye göre hava tahmini yapıyorlardı?

Çiftçiler neye bakarak yağmur yağacağını, kışın sert geçeceğini anlıyorlardı ?

Günümüzde meteoroloji, uzaydaki aygıtlardan yapılan gözlemlerle bilgi veriyor; radyo ve tv yoluyla bunlar anında dağıtılıyor, herkes haberdar oluyor.

Günümüzden 100,500,1000 yıl önce insanlar yaşadıkları olaylara bakarak rüzgarlara, sıcaklara, soğuklara ad vermişlerdi. Hiçbir adlandırma uyduruk değildi, kesinlikle yılların deneyimi, birikimiyle ortaya çıkmıştı.

Bir örnek verelim : Ayın önü duluklu olursa yağış gelecek demektir. Bu, ekinci halkın dikkat ettiği bir hava tahminidir.Öyle ki, hangi buluttan dolu düşeceğini de çiftçi halk bilir ve elden geldiğince önlem almağa çalışır.

Tozanak nereden çıkmıştır ? Sağ(a)nak ne demektir ?

Bu yazıda halkımızın meteoroloji- iklim coğrafyası alanında yaptığı adlandırmaların bir dökümünü yapıyoruz.

Ay adları yıllar boyunca değişikliğe uğramıştır.

Ocak ayı : zemheri

Şubat ayı : gücük

Nisan ayı : aprul

Haziran ayı : kiraz

Temmuz ayı : orak

Eylül ayı : ilk gün

Ekim ayı : orta güz

Kasım ayı : son güz

Aralık ayı : karakış

RÜZGARLAR

Yel, eser, rüzigar…Azerbaycan’da külek…

Anadolu’da halkın yelleri adlandırması…Binlerce kilometre uzakta ,Amerika kıtasının kuzeyinde Kızılderili kabileleri ile benzerlik gösteriyor.

Mart,nisanda kar örtüsü var.Sıcak bir yel esiyor. Ortalıkta kar kalmıyor. Halkımızın verdiği ad: Karyiyen…Kuzey Amerika yerlilerinin verdiği ad: Çaynuuk. Bunu Britanyalılar Snoweater olarak kendi dillerine kazandırmışlar; anlamı aynı.

‘’ Yazın çukur ovalarda, dar alanlı bir yerde, havanın fazla ısınması ve hızla yükselmesinden doğan küçük çapta hava girdapları İç Anadolu’da sık sık görülür. 10 ila 200-300 m.çaplı olan bu girdaplar tozları, toprakları, kuru otları havaya uçurarak, yatay yönde 200-300m. Yer değiştirir ve birkaç dakika içinde kaybolurlar.Bunlara Anadolu’da Destebozan, Şeytanminaresi veya Dalaz gibi adlar verilir.Tarım Havzası’nda bu tipgirdaplara Karaburan, Büyük Sahra’da Dust-Devil denir ‘’( Erol 2004.198 ).

Dust – Devil, şeytan tozu demek oluyor.

Şeytanminaresi…Şeytangelini…Şeytanevi…Nevşehir yöresinde, Göre’de kullanılan bir addır. Talas da denir. Harman yerinde saplar ezilirken, çeç yapılırken istenmeyen ,zarar verici bir eser, yeldir.

Adlandırmada Anadolu’ya gelen göçer konarlar, olayları izleyip gözleyerek bir yol izlemişlerdir.

‘’ Lodosun gözü yaşlıdır ‘’ bir atasözü gibi, gözlemler yapıla yapıla ortaya çıkmıştır. Çünkü lodos estikten sonra yağış gelir.

Lodos karları eritir ; kar örtüsüne köz gibi, insana buz gibi etki eder. Eriyen karla hava nemlenir ve üşütücü bir özellik kazanır.

Yel vardır; ilkbaharda ağacın canlanmasına yardım eder: Yaprakaçar Yelidir adı.

Yel vardır; güzün ağacın yaprağın döker; soyar , çıplaklaştırır. Adı Yaprakdöken Yelidir.

Çanakkurutan Yeli adı elbet nedensiz verilmemiştir. Kuru kuru eser; geçtiği yerlerde nem bırakmaz, kurutur.

Dalkıran yeli sert eserken ağaçların filizlerini kırar.Filizkıran ayrıca bir soğuğun da adıdır.Danakıran, yeni doğmuş inek yavrularını öldürür. Oğlakkıran yeli de aynı.

Sazak Yeli içinden çay akan bir koyakta esen yel soğur, nem içerir ve sazağan özellik kazanır.

İtsızlatansabah vakti ince ince esen yeldir.

Kıran dağlardan denize doğru esen yeldir.

Kurtçömeltengündoğudan esen soğuk, ayaz, üşüten yeldir.

Oğlakkıran, kuzeybatıdan esen karayeldir.

Purçaçan ağaçlar tomurcukken esen ve tomurcukların açılmasını kolaylaştıran yeldir.

Vurupöldüren,adından belli, etkili, zalım bir yeldir.

Yağdıran lodosa verilen addır; yağış getirir.

Keşişleme dağlara yağmur bırakır.Arkasından sel olur,dereler taşar.

Yaprakdöken, güzün esen yeldir.

Adamuçuran yeli güçlüdür. Toroslardan kuzeye, Ereğli Ovası’na doğru düşercesine eser, damların kiremitlerini uçurur. Kuzuları, çocukları havaya kaldırır, sonra yere çarpar, zarar verir.

Samyeline Anadolu’da Kara Rüzgar da denir. Kara rüzgar solumağa başladı mı, kar birden erir. Ekinler başaktaysa başak kör olur. İnsana kar gibi, kar örtüsüne kor- ateş – gibi etki eder.

Yarıkkaya Fırtınası İskenderun’da yaşamın bir parçası.Amanos Dağlarından Körfez’e doğru eser. Canlıları uçurur, minibüsleri devirir. Ağaçları kökünden söker ya da yarar; ikiye ayırır. Elektrik telleri kopar; halk karanlıkta yaşar. Evlerin camını çerçevesini kırar. Limanda demirli büyük bir gemiyi bile batırır.

Kurak günlerin ardından esen poyraz yeli serinlik getirir ve çiftçiyi sevindirir .Üç poyraz bir sulamaya eşittir sözü bu olayla ilgilidir.

Yağar yeli, adından belli, yağış getirir.

Dağıl yeli, toz kaldırarak dağıtan yeldir.

………………….

Solmaz Meherromova Hanım, Atmosfer Hadiseleri adlı kitabında külekleri kümelendirmiştir.Sert,soğukkasırgagüçlü yerli külekler bölümünde şunları ele almıştır : Bora, Mistral…

Azerbaycan Abşeron Yarımadası küleklerini , Avrupa’daki rüzgarları da şöyle kümelendirmiştir. Gilevar, Hezri, BalkaşBorası,Adriyatik Borası, Kauz, Cebelitarık Küleyi…

Arabistan’ın, Akdeniz Sahillerinin, Afrika Sahralarının ve Yakın Doğu’nun tozanaklı, kasırga güçlü külekleri bölümünde de Sirokko ele alınmıştır ( Arap sözü olup Şark, Doğu demektir).

Kuzey Amerika’nın tozanaklı, kasırgagüçlü külekleri bölümünde Santa Ana, Tehuantepe yelleri işlenmiştir.

Orta Asya’nın kasırgagüçlü, tozanaklı yelleri de şunlardır : Efgan, Ulan ve Santaş, Ursatev Küleği.

SICAKLAR

Devebayıltansıcakları…Susuzluğa, aşırı sıcak havaya en dayanıklı hayvan devedir. Gündoğusu düzlüklerinde temmuz, ağustos aylarında öyle sıcak günler yaşanır ki, halk bunlara deveyle bağlantı kurarak bu adı vermiştir.

Çulyakansıcakları : Orta Anadolu temmuz, ağustosta yanar, kavrulur.Çulçapıt, savan,kilim,mitil durduğu yerde yanabilir.

Yörük kaçırtan sıcağı : Akdeniz sahillerinde Nisan ortası, mayıs başında bastıran nemli sıcaklar. Kışlayan yörükleri hazırlık için uyarır.Davarlar da Toroslar’a bakarak ağlarcasına melerler.Yaylamak vakti gelmiştir. Göç yola düşer.

Pastırma yazı sıcakları : Güz mevsimi sonundaki hava sıcaklığının olağandan daha yüksek olduğu bir hafta,10 gün kadar süren dönem…Ekim sonu-kasım ortalarına denk gelir. Gündüz sıcak, gece ayaz. Kayseri’de pastırma yapımında bu günlerin önemi büyük. Pastırmanın yenilebilir duruma gelmesi için onu kaplayan çemenin gündüz erircesine yumuşaması, gece ayazda soğuması önemlidir.

SOĞUKLAR

Gücük soğuğu : Şubat ayında görülen acı, ıstırap veren soğuk.

Buyduran soğuğu : Donduran soğuklar özellikle kervancıları, yolcuları, yoksulları çok korkutur.

Kocakarı soğukları mart ayındadır ; soğuk kuyruk sokumuna dek hissedilir.

YAĞIŞLAR

Ahmak ıslatan yağmur : İnce ince yağan, ıslattığı anlaşılmayan yağış.

Çoban ıslatan, yavaşyavaş yağan,her an kesilecekmiş gibi süren yağış.

Kadı kaçıran, birkaç gün ara vermeksizin, sürekli yağan yağmur.

Karyiyen yerde kar varken yağan ve örtüyü eriterek ortadan kaldıran, yaylım hayvanlarının otlamasını sağladığı için umutla beklenen yağıştır.

Keçedelen ince ve sürekli yağan yağmurdur.

Kökçe giren kışın lodos ardından ince ince düşen yağış…

Tavşan tozağıkar : Lapa lapa yağan kar.