İnsanlığın vicdanı Filistin
Bütün dünya ile alay ediyor İsrail; kendini büyük gören bir millet. Kendilerini seçkin insan, Allah’ın sevgilisi ve dostu sanan zavallı mahluk.
Bu zihniyet insanlığın karşısına geçmiş kahkahalar atarak katliam yapmakta.
Bütün insanlık sus pus olmuş. Korkudan mı, aldatılmışlıktan mı, bilgisizlik yahut yanlış bilgilendirmekten dolayı mı? Ya da başka bir ihtimalle bütün dünya zalimin arkasında saf tutmuş bile bile, isteye isteye.
Bu gönüllü köleliğin tohumu ne zaman ve nasıl atıldı? Buna bir bakmak, tecessüsümüzü bu alana kaydırmak gerek. Daha fazlası ; zorunludur. Bu alanın araştırılması, incelenmesi hayati önem arz etmektedir.
Dünya medyasını avucunun içine aldı. Tam anlamıyla dünya hâkimiyeti elde etti. Siyonizm’in yönlendirdiği bu lanetli kavim arz-ı mevut sevdasına düştü. Şimdi dünyayı parmağında oynatıyor.
İşte Lanetli kavım İsrail budur ve kendine ait bir düşünce ve inanç yapısı içinde yaşamakta, eylemlerini buna göre yapmaktadır. Nil’den Fırat’a kadar Büyük İsrail Devleti’ni kurmak için her eylemi meşru saymakta, günahsız çocuk ve kadınlara zulüm ve canice katliamlar yapmaktadır.
Bu katliamları yapmakta kendine göre haklı gerekçeleri vardır her zaman. Bu gerekçelerini dünya kamuoyunu elinde tuttuğu medya ile inandırmakta, gerçekleri gizleyerek katliamları haklı göstermektedir. Dünyayı uyutarak aldatmakta, her geçen gün zulmünü artırmaktadır.
Yenidünya düzenini Yahudi tesis etmiştir. BM ve Arap Ülkeleri kuklasıdır. AB ve ABD onun emrindedir. Hitler’den sonra tüm Avrupa’yı vicdan azabıyla sarıp sarmalamış, şimdiki zulümlerine alet etmiştir.
Arap ülkeleri ve Arap birliği onun elindedir. İslam dünyası yöneticileri Yahudi dostudurlar yahut ta en azından ondan korkan zavallı ödleklerdir. Çin, Rusya ve Uzakdoğu ülkeleri bu zalim icraatlara karşı dilsiz şeytanı oynuyorlar.
Bu kendi topraklarında 150 milyon Kızılderili’yi yok eden ABD’nin sicili bozuktur. Onun için Amerika’dan mazlumlara sahip çıkmasını beklemek ham bir hayaldir. İşte aynı zalim Amerika gerçek kara suratını göstermekte, mazlum yerine zalime yardım etmektedir.
Ey iman edenler! Bugün yüzyıllardır zulüm altında ezilen Filistin topraklarından yükselen feryatları işitmemek mümkün mü?
Bizler, Allah’a ve Peygamber’e olan bağlılığımızı yitirdikçe, dünyada zulüm ve acıların arttığını nasıl göz ardı edebiliriz?
Allah’ın bizlere öğütlediği merhameti, kardeşliği ve adaleti nereye koyduk?
Filistin’deki çığlık, sadece bir halkın değil, tüm insanlığın vicdanının bir sınavıdır. Bu sınavda bizler, Allah’ın çizdiği yoldan sapmakta ve sessiz kalarak zulmü onaylamaktayız.
Bugün Filistin’de çocuklar, kadınlar, yaşlılar evlerinden edilip bombalanırken Müslüman liderler ve toplumlar nerededir?
Sessiz kalmak bir tercih midir, yoksa iman eksikliğinin bir tezahürü müdür?
Peygamberimizin, “Müslümanlar bir vücut gibidir, bir uzvu acı çektiğinde diğerleri de aynı acıyı hisseder” mesajını unuttuk mu?
Eğer bugün Filistin’deki acıyı hissedemiyorsak, o zaman bu vücudun bir parçası olmadığımızı mı kabul etmeliyiz?
O halde tek çare ve sığınacak kapı kalmıştır. O da Allah’ın kapısıdır. O kapıyı çalmak lazım.
Tuncay Dalcı