Tak tak tak

Kapıyı üç kere çaldı

Kapı hemen açılmadı, bekledi, 2-3 dakika geçmişti ki kapı açıldı, açılan kapıdan içeri girdi.

Kapı gürültüsü ile yataktan doğrulmaya çalışan eşine, eline aldığı ayakkabısını tüm gücüyle fırlattı, ayakkabı, henüz uykudan gözleri açılmayan kadının yüzünde patladı.

Aahhhh!

Ne olduğunu anlamayan kadın etrafına bakınıyor, yediği darbenin verdiği sersemlikten kurtulmaya çalışıyordu.

Kapıyı açan 11 yaşındaki kız ise korkudan titriyor, ağlıyordu

‘Sen ne ağlıyorsun be..’ diyerek iki tokat da kızına patlattı. Kız çığlık atarak ortada serili olan yatağa kendini bıraktı.

Kızın sesi ile iki küçük erkek kardeş de uyandı, ne olduğunu anlamadan yatağın içine korku ile büzüldüler.

Adam, öfkenin verdiği sinir ile şaşkınlığı henüz geçmemiş olan kadına vurmaya başladı.

‘Beni kapıda bekletmek nasıl olur, gör’ diyerek kadıncağıza hem el hem de ayakla mütemadiyen vuruyordu.

Gecenin saat 02.00’si idi.

Vurmaktan yoruldu, gitti bir bardak su aldı, tepesine dikti, odanın içinde çıt çıkmıyordu.

Kadın;

‘Seni bekliyordum, yorgunluktan uyumuşum, hem ne diye kıza vuruyorsun, onun suçu ne ki’ diye söyleniyor, bir taraftan da gözyaşı döküyordu.

‘Yarın seni babana söyleyeceğim, gecenin bir yarısında şu bize yaptığın zulüm ne?’

Öfkesi geçmemiş olan adam o hırsla geldi, tekrar kadına vurmaya başladı.

Vurdu, vurdu, vurdu

Kadıncağız gık demiyor, sadece elleri ile kafasını korumaya çalışıyordu.

Yoruldu, tekrar gitti, bir bardak su daha aldı, kafasına dikti, sonuna kadar içti.

Öfke ile soyundu, lambayı söndürdü, sanki biraz önce dayak atan o değilmiş gibi gitti eşinin yanına yattı.

Hemen de uykuya daldı

Bu olay Anadolu’nun küçük bir köyünde geçmiştir

Gece arkadaşları ile oyun oynayan erkek, gece saat 02.00’ye yakın eve dönmüş, kapının birkaç dakika geç açılması bahanesi ile evi kırıp geçirmiştir.

Kadının tek şikâyeti, ‘seni babana söyleyeceğim’ sözü olmuş, buna rağmen ertesi gün huzursuzluk çıkmasın diye babasına söylememiştir.

Anadolu kadını tüm şartlara göğüs germiş

Yuvasını yıkmamış

Çocuklarını aile sıcaklığından mahrum etmemiş, tahammül gücünün en son noktasına kadar dayanmasını bilmiştir.

Buna rağmen eşini sevmiş

Yuvasına dağıtmamış

Sabretmiş

Dirayetini korumuş

Yavaş yavaş eşine ve yuvaya hâkim olmasını bilmiştir