KÖYDE BİR CAN KIRIMI

1969 yılı...Göre'de soğuk bir sabah. Niğde şosesi kıyısındaki evimizin önünde bir minibüs durdu. Pek alışık olmadığımız bir durum. Gelenler tanıdık. Eski adı Giledis olan Çakıllı'dan. Babamın iyi dostu Neş'et Çavuş'un oğlu, kardeşi...Sürücüyle birlikte 3 kişi. Hemen odaya aldık. Sobayı ateşledik. Bir durgunluk, tuhaflık  var. Gelenlerin gözleri şiş şiş. Belli ki, üçü  de ağlamış. Üzüntülü. On dakika  içinde öğrendik. Neşet Çavuş'un kardeşinin oğlu vurulmuş.

Kim vurmuş?

Köyün camisinin , devlet memuru olan imamı.

Niye vurmuş?

Aynı kıza  sevdalanmışlar.

Sanki köyde, komşu kasabada başka kız kalmamış gibi.

Neşet Çavuşun oğlu, babama ölen gencin vesikalık fotografını çıkarıp gösterdi. Sağlıklı, yakışıklı, gülümseyen bir genç. Demek şimdi toprak altında. Ölen gencin babası bir hamleyle atıldı, fotografı almak istedi. Tutamadı kendini, yıkışır gibi sarıldılar. Adamcağız sesli sesli ağlamağa başladı. Fotografı alıp ceketinin iç cebine, yüreğinin üstüne yerleştirdi.

Tabancalı imam. Ruhsatlı mı silahı ; ne önemi var. Köyün kendine özgü bir havası var. Delikanlılar, genç kızlar yakınlaşırlar. Sevdalanırlar. Bir geçmişi var belki. Bir delikanlının yavuklusu, sözlüsü olabilir.  İlk kez gördüğün kıza sevdalanmak da ne oluyor, eyy din eğitimi almış imam efendi.

Sen sonradan gelip de niye dahil oluyorsun, bozuyorsun o düzeni. Evlenecekti onlar, mutlu bir yuva kuracaklardı. Delikanlının İstanbul'da işi de hazırdı.

Ne kazandın ! Bir gencin yaşamdan koparılması sana ne kazandırdı. Mapus damlarında çürümek ne demektir . Gençlik elden gitti gider . Kim bilir kaç yıl sonra bir af çıkacak da mapus damından kurtulacaksın. Çıksan ne olacak? Vicdan azabı nedir? Gün gece, hep o ateş ettiğin, ölürken haykıran delikanlı gözünün önünde olacak. Rüyalarına girecek; kabuslar göreceksin.  Çıktığın zaman nasıl yeni bir düzen kuracaksın. Sıfatın ''katil '' olacak. Hangi aile sana verir kızını ! Dul bir kadınla evlensen de,  mutlu olabilecek misin ?

Senin de bir ailen, anan baban, kardeşlerin, yeğenlerin  vardır muhakkak.

Nasıl kahrolmuşlardır kim bilir !

Ölen gencin babasını teselli mümkün mü? Avutmak kolay mı? Ağlıyor, ağlıyor...

'' Gurtaramadıııım, gurtaramadım oolumu, gitti, gittiiii ,  yiğidim, gittiii.  Şimdi toprağın altındaaa...''

Savcılık çağrı göndermiş.

Babam, gözleri yaşlı, üçünü de kucakladı,. Uğurladık. Minibüse binip gittiler il merkezine.

Ömrümde beni en çok üzen olaylardan biri oldu bu.

Unutamadım. O sabah biz de kahvaltı yapamadık artık. Sini , geldiği gibi gitti.

-----------------------