BİR BAŞKA AÇIDAN LALE DEVRİ

D. Faruk GÜÇLÜ

Kimi tarihçiler tarafından eğlence “zevk-i sefa” dönemi diye anlatılan Lale Devri, Osmanlı Devleti'nde, 1718 yılında Avusturya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması ile başlayıp, 1730 yılındaki Patrona Halil İsyanı ile sona eren yaklaşık on iki yıllık bir dönemdir. Bu dönemin padişahı III. Ahmet, sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'dır.

Lale Devri’nde eğlencelerin arttığına dair tespitler mevcuttur. Mesire alanları, parklar bahçeler gelişmiştir.Ancak bu durum toplumun tarihsel gelişimini etkileyen ve geliştiren etkenlerin göz ardı edilmemesine neden olmamalıdır.

Damat İbrahim Paşa'nın on iki yıllık sadrazamlık döneminde yaptığı eserleri oldukça fazladır. Bunların başında İstanbul'da Şehzade Camii yakınında yaptırdıkları dershane (Darülhadis), öğrenci odaları odalar, sebil, kütüphane gelir. İstanbul'un çeşitli yerlerinde çeşme, sebil ve mesire yerleri yaptırmıştır. Ayrıca o tarihte Niğde'ye bağlı olan Muşkara Köyü’nü, başka yerlerde yaşayan göçebe aşiretleri getirip, aşiretleri iskan ile burayı kaza yaptı ve sur ile genişletti. Muşkara adını kaldırıp Nevşehir adını kullandı. Nevşehir’e iki cami, bir medrese ve medrese talebesiyle fakir halk için imaret yaptırdı.

İstanbul'da kitap satan esnafta bulunan tarihi değer taşıyan önemli kitapların, ucuz fiyatla satın alınarak Avrupa'ya gönderildiğini öğrenen İbrahim Paşa, bu eserlerin yurt dışına çıkışını yasaklayıp kütüphaneler kurdu. Ayrıca İstanbul'da bir çini fabrikası ve çuha fabrikasının yanında Hatayi ismi verilen kumaş fabrikasının kurdu. İbrahim Paşa'nın gayret ve çalışmalarıyla olmuştur. Lale Devri ile başlayan park ve bahçeler yapma çalışması önemli mesafeler kat etti.

On iki yıl gibi kısa bir döneme sığan Lale Devri;

-Paris, Londra ve Viyana gibi Avrupa başkentlerine elçiler yollanmış, böylelikle Avrupa'yı daha yakından tanıma olanağı sağlanmıştır.

-Said Efendi ve İbrahim Müteferrika Avrupa'dan matbaayı getirmişlerdir. Matbaanın getirtilmesi Osmanlı Devleti açısından oldukça önemlidir. Toplumun gelişmesinin önü açılmıştır.

-O dönemde oldukça yaygın olan çiçek hastalığına karşılık ilk kez çiçek hastalığına karşı aşı uygulanmıştır.

-İstanbul'daki yangınları önlemek için yeniçerilerden Tulumbacılar adı verilen bir itfaiye ocağı kurulmuştur. Bu itfaiye teşkilatının kuruluşu olarak kabul edilir.

-Çini atölyeleri, fabrikaları açılmıştır. Çiniciliği geliştirmek için Tekfur Sarayı’nda bir çini imalathanesi kurulmuş, İznik ve Kütahya imalâthaneleri restore edilmiş, kiremit imaline başlanmıştır.

-İlk Kağıt fabrikası açılmıştır.

-Bu dönem edebiyat ve sanatın en ciddi anlamda değer gördüğü bir dönemdir.Lale Devri’nde sanat alanında görülen en önemli kişi Levnî’dir. Asıl adı Abdülcelil Çelebi olan Levnî döneminin en büyük nakkaşıdır. Ünlü Osmanlı şairi Nedim bu dönem şairlerindendir.

-Nevşehirli Damad İbrahim Paşa dönemin ünlü şair, mûsikişinas ve sanatkârlarını etrafına toplamış, dışarıya el yazması kitap çıkarılmasını yasaklamıştır.

Boğaz güvenliği için Kızkulesi’ne fener konulmuştur. Bu arada tersane ıslah edilmiş ve ilk defa üç ambarlı gemilerin yapımına başlanmıştır.

-Lale Devri'nde, Türk tarihinde bir ilk olarak İbrahim Müteferrika önderliğinde Çeviri Konseyi açılmıştır. Türk tarihinde çeviri çalışmalarındaki bu bir ilktir. Doğu’dan ve Batı’dan önemli eserlerin Türkçe’ye çevrilmesidir

Sultan III. Ahmet, sadrazam Damat İbrahim Paşa ile uyum içerisinde çalışmış, bu sırada yaşanan Lâle Devri'nde sanat ve toplumsal hayata özgün bir anlayış getirilmişti. Sultan III. Ahmet, Topkapı Sarayı ile Yeni Câmii'de birer kütüphane, Ayasofya'da Bâb-ı Humâyun'un karşısında Türk sanat şaheserlerinden sayılan Sultan Üçüncü Ahmet Çeşmesi ve İstanbul'un su ihtiyacını karşılamak amacıyla da "Deryayi Sim" adlı bir su bendi inşa ettirmiştir. Bunlardan başka Üsküdar Yeni Vâlide Câmii, Çorlulu Ali Paşa Medresesi, Damat İbrahim Paşa Camii ve Külliyesi, İstanbul'da Yeni Postane arkasında Daarül Hadis ve Sebil, Ortaköy Camii önündeki çeşme, Üsküdar Şemsi Paşa'da Hüsrev Ağa Camii önündeki çeşme ve Çubuklu Camii yanındaki Mesire Çeşmesi gibi eserler de yine bu dönemde yapılmıştır.

Lale Devri’ne yönelik zevki sefa iddialarının ve suçlamalarının bu dönemde sağlanan gelişmeleri ve tarihsel dönüşümleri gölgelediği görülmektedir. Oysa eleştirilerin yanı sıra doğru yapılanlardan da övgü ile söz etmek gerekmez mi? İtfaiye teşkilatının kurulması, ilk matbaanın gelmesi, ilk kağıt fabrikasının kurulması, yabancı bilimsel eserlerin Türkçe’ye çevrilmesi yeterli değil mi?

Yararlanılan Kaynaklar

TDV : İslam Ansiklopedisi

Vikipedia