Köy okulları geç açılır, erken kapanır. Bizim ilkokulumuz da il merkezine en yakın köyde olmasına karşın, itiraf ederim, eğitim zayıf idi. 5 yıl süresince yalnız iki öğretmenimiz gerçek eğitimciydi. Öyle olduğu halde neden ortaokulda, lisede kent çocuklarından geri kalmadık? Bunun yanıtını ders kitapları dışında izlediğimiz çocuk
dergilerinde aramak gerekiyor. Babam öğretmen Şükrü Bey, her hafta bana 2 TL harçlık verirdi. Çocuk Haftası ile Doğan Kardeş dergilerini almam için bu para yeterdi. Tahsin Demiray'ın Türkiye Yayınevi'nce çıkarılan Çocuk Haftası haftalıktı. Kapak düzenlemesi bizi hayran bırakırdı. Rengarenk resimler bizi hayal dünyasının bilinmezliklerine uçururdu. Abdullah Ziya Kozanoğlu'nun, Oğuz Özdeş'in tarih olaylarını konu aldığı romanları bizde köklü bir okuma alışkanlığı yşaratmıştır. Bankacı Kazım Taşkent'in yayımladığı Doğan Kardeş daha Avrupaca, daha İstanbulca, daha aristokrat idi. Çocuk Haftası'na göre daha pahalı olsa da onu da izlerdik. Çeviri öyküler, çizgi romanlar da yer alırdı Doğan Kardeş'te. Belki o dergileri hazırlayanlardan, bize dünyanın en zevkli uğraşı olan okuma tadını kazandıranlardan tek bir kişi bile artık yaşamıyordur. Onlara bin minnet, bin saygı...Onlar sayesinde biz köy okulunun eksik bıraktığı bilgileri tamamlamışızdır, bugün de süren
okuma sevgisini kazanmışızdır...
O yazarları, çevirileri yapanları, çizgileri hazırlayanları daima rahmetle anıyoruz...