DEVLET İNTİKAM ALMAZ

1919-20.

Daha 6 ,7 yıl önce Bulgar işgalinin tüm zulümlerini yaşamış olan Trakya, bu kez de Yunan eline düşmüştür.

Bazı Türk subayları İstanbul'a doğru yola çıkmışken, bazıları da işgalin geçici olduğunu düşünerek karargahlarında kalmışlardır.

Miralay Cafer Tayyar Bey at binmiş Trakya kırlarında dolaşıyor.

Bir köy muhtarı tanıyor O'nu. Gidip Yunan İşgal Komutanlığı'na ihbar ediyor.

Miralay yakalanıyor. Artık tutsaktır.

Miralay Cafer Tayyar Bey 1919'larda Kemal Paşa'nın yanında Mirliva olarak yer alıyor ( Soyadını da Atatürk veriyor 1934'te :  Eğilmez ).

Cumhuriyet ilan edilince Cafer Tayyar Paşa Trakya'da görevlendiriliyor. Kendisini  Yunan İşgal Kuvvetleri Komutanlığı'na bildiren muhtarı buluyor.

İntikam mı alıyor ?

Köye ilkokul yaptırıyor. Maarif Müdürlüğü'ne buyruk veriyor; başarılı iki öğretmenin görevlendirilmesini sağlıyor.

Devlet intikam almaz.

.....................................

Delibaş Mehmet 1919-20'de Konya dolaylarında bir efsanedir.

Kuvayı Milliye düşmanıdır.

Nerde kalpaklı zabitan görse pusuya düşürüyor, vurup öldürüyor.

Halk yılgındır, Ankara TBMM Hükümetini ''düşman'' olarak görenler de çoktur.

Ayaklanma başarılı olursa Konya'dan sonra Aksaray, Ankara da tehlikeye düşer.

TBMM asilere karşı var gücünü kullanır. Delibaş Mehmet çaresiz kalır. Adamlarının atlarındaki heybeler yağmalanmış kasabaların, kentlerin tüm servetiyle doludur. Can korkusuyla firar ederler. Torosları geçip Fransız birliklerine sığınırlar.

Cumhuriyet ilan edildikten sonra Delibaş Mehmet'in köyü yakılıp yıkılmış mıdır ?

Hayır. İlkokul yaptırmıştır Ankara Hükümeti. En başarılı iki öğretmeni Konya Maarif Müdürlüğü orada görevlendirmiştir.

Devlet intikam almaz.

.................................

1919-20'de Bozok Yaylası alev alev yanar.

Osmanlı döneminden kalma mütegallibe bu kez de TBMM'ne karşı ayaklanmıştır. Yozgat İsyanı ya da Çapanoğlu İsyanı bir yandan batıya, Ankara'ya doğru genişlerken, bir yandan da Boğazlıyan'a doğru yayılmıştır. KD'da Zile de ayaklanmaya katılmıştır.

Ankara yakınlarında Elmadağ ( Asi Yozgat ) tehdit altındadır. Burası Ankara'nın doğu kapısı sayılır.

 Çerkes Ethem ve çeteciler Yozgat isyanını bastırırlar. Kurunun arasında yaş da yanar bu arada . Gerçek bir yargılama yapacak zaman da yoktur. Sayısız insan kendini savunmaya bile vakit bulamaz. Darağaçları her yerde çabucak kuruluverir.

Ankara kurtulmuştur. İsyan ateşi oraya varamadan söndürülmüştür.

Cumhuriyet ilan edilince Bozok Yaylası yakılıp yıkılmış mıdır ?

Yozgat, Boğazlıyan, Zile, Kadışehri haritadan silinmiş midir ?

Atatürk buyurmuştur : Ankara ile Sivas arasına, Bozok Yaylası'nın ortasına Yozgat kent merkezine öyle bir Lise kurun ki, gençler orada cumhuriyetin nimetlerinden yararlanarak okusunlar, devlete sahip çıksınlar. Çünkü Cumhuriyeti biz kurduk; onu yaşatacak, güçlendirecek olanlar onlardır.''

Maarif Vekaleti en başarılı,  ders kitabı yazmış eğitimcileri Yozgat Lisesi'nde görevlendirir. Atatürk bizzat ilgilenir, izler o okulu. Laboratuvarlarıyla, aydınlık ve ferah derslikleriyle Cumhuriyet hümanizmasının anıtı olan okul öğrenci yetiştirmeğe başlar. Okulun olanakları belki İstanbul'daki Galatasaray Lisesi'nde, Ankara'daki Gazi Lisesi'nde yoktur. Beden eğitimi öğretmeni kayak sporunu öğrencilerine sevdirir, onları yetiştirir ve yarışmalarda ödüller almalarını sağlar. Matematikte okul ülkenin en iyilerinden birisidir. Fizik, kimya, biyoloji dersleri daima laboratuvarlarda işlenir. Fransızca ve Almanca öğrenen çocuklar, gençler sanki yıllarca Avrupa'da öğrenim görmüş gibi başarılıdırlar. Klasik batı sanat müziğini öğreten müzisyenler ders vermektedir; her tür enstrüman bizzat Atatürk'ün isteğiyle, Maarif-Kültür Vekilinin gözetiminde okula armağan edilir. Resim konusunda öyle eserler ortaya konulur ki, Ankara Gazi Terbiye Orta Tahsil Terbiye Enstitüsü'nden bir kurul gelip inceleme yapar ve raporlarında hayranlıklarını dile getirirler.

1950'li ve 60'lı yıllarda Cumhuriyet'in birçok bakanlığında görev yapan bürokratlar Yozgat Lisesi çıkışlıdır. Bu durum daima dikkati çekmiştir.

Devlet intikam almaz.