Göz Göre Göre Toplumsal Çöküş: Suç ve Şiddetin Normalleşmesi
Bir uzman çıkıp desin ki, Bunlar bir şey değil; toplumsal cinnete daha var.”
Bu toplum dörtnala nereye gidiyor?
Bu mesele, artık psikolojinin ve sosyolojinin alanına giriyor.
Uzmanlar konuşmalı, uzmanlar teşhis koymalı.
“Toplumsal cinnetin” arifesindeyiz.
Siyahla-beyaz var yalnızca…
Aradaki onlarca renk, teker teker siliniyor ya da yok sayılıyor!
Her yerde şiddet, dört bir bucakta kana susamış kamplar…
Televizyon dizilerinin bile izlenme oranı şiddet üzerinden ölçülüyor!
Geçtiğimiz Ağustos ayında tam 31 kadın cinayeti işlendi.
Yani her güne bir kadın kurban!
Çocuk istismarı, aile içi şiddet, trafikte palalı ve sopalı kavgalar, iş yeri basmalar, niye yan baktın saldırıları, ev sahibi kiracı boğuşmaları, başıboş köpeklerin insanları parçalayıp durmaları, yakala yakala bir türlü sonu gelmeyen suç çeteleri, uyuşturucu tüketimindeki artış, çarşı pazarda fahiş fiyatlar, artık vaka-i adiyeden sayılan soygunlar, fidye için kaçırılan insanlar...
Hasılı…
Liste böyle uzayıp gidiyor.
Say say bitmiyor.
Sahi ülke olarak nereye gidiyoruz?
Hangi ara böyle savrulduk biz?
En hazin olanı da şu:
Toplum olarak suçu da suçluyu da kanıksadık.
Artık hava durumu bültenlerindeki, “şehriniz etkili yağış altında olacak” cümlesi, şehrimizde sokak ortasında birbirlerini katleden insanlardan daha önemli hale geldi!
Besbelli ki…
Toplum mühendisleri yeni bir Türkiye inşa ediyor?
Biraz Ortadoğu’ya, ama daha çok da Meksika’ya benzesin!
Tuzu kuru olanların elbette ki umurunda değil, ama bu süreç hiç mi hiç hayra yorumlanamaz…
Her kim Narin ve Narin gibi yüzlerce günahsız çocuğa bu eziyeti yapıp, canını alacak kadar kör oluyorsa. Allah Belasını Versin…
Evet…
İdam gelsin…
Çocuklara değil ölüm zulmünü yaşatmak, dokunan bile İdam Edilsin…
Hem de TV’ler karşısında, her kez görsün nasıl oluyor bir cana kıymak…
Sessizliğe boğulan ve sadece izleyen insanlar…
Düşünün koskoca bir köy, sessiz kalan…
Her gün gittiği bakkal bile 15 gündür görmedim diyecek kadar korkuyor…
Bir çocuk neden öldürülür…
Bir çocuğun sevgiden başka sizden ne gibi çıkarı ve hırsı olabilir ya da beklentisi…
Narin olayı birçok kişiyi derinden etkiledi, sebebi olmayan sadece sessiz ve sedasız ölüme giden bir yol…
200 bin gibi bir para karşılığı günlerce saklanan minik beden…
İsmi gibi narin vücudunun su altında günlerce kalarak, çürümesine insan aklı asla almıyor…
Tabuta gelinlik değil, okul önlüğü yakışırdı, çünkü o daha 8 yaşındaydı…
Evet her şey çözülür…
Evladı ölmüş birinin daha ne kadar acısı olabilir ki ?
Tuncay Dalcı