Şaklaban
Kümülatif yaşayan bir varlık olan insan. Dünya için ne yapıyor.
Dünya sadece tüketim çılgınlığının bir parçası olarak renklendirilmiş, bazıları için ışıltılı bazıları için ise siyah ve beyazdan oluşan küremsi olgu. Bu olgu içerisinde nerede olduğumuzu düşündüğümüzde varlığımız hacim olarak ne kadar alan kaplarsa kaplasın evren içerisinde karıncadan daha küçük olduğumuzu fark ettiğimiz anlar çok daha keyifli. Karıncalar evet ezildiğinde fark etmediğimiz biraz vicdanlıysak yuvalarına basmamak için efor sarf ettiğimiz. İnsan nasıl bir varlık? Yüzlerce cevap alırız muhtemelen zaten düşünme yetisine sahip olanlar bunun hakkında konuşabilirler. Ne kadar anlamlı olacağı ise nasıl değerlendirildiği ile eşdeğer olarak ilerler. Varlığını anlamlandırmak. Anlamlı düşünmek, beynini kullanıp sorumluluğunu alabilenlere acı ve hüzün getirse de kendinin ayrımını yapmak için etkili tercih yöntemlerinden olarak değerlendirilebilir.
Ve evet dalga kıyıya çok sert vurdu bu sefer anlamları çekip almasını beklediklerimizin bu yetiye sahip olmadıklarına kanaat getirdiğinizde açık olmayı seçebilirsiniz. Süslü, örtülü belki de sanat ile dolu cümleler güzellikler karşısında tepkisiz kalanlar gibi yolundan sapmış güvercinler. Güvercinlere yazdığımız mektuplar ulaştığı yerlerde ilkel duvar çizimleri göstermesi gerekirken anlamsız görünen çizikler olarak yansıdı. Yansımalardır, algılanın zihinde ki gölgesi. Yansımalar gerçeğin gölgesi olmaktan çıkmak bir yana halüsünatif vurgularla haz verdiğinde amacın boşa çıkışı, çıkmaz sokaklarda hız denemelerine dönmek konusunda ısrarcı. Temel sorgulamalardan başlayamamak karambollü içerisinde Dünya’da ki varlığını sorgulamak, şaklabanın en şaşalı gösterisini yaptığı anlarda ışıkların sonsuza kadar kapanmasını temsil ediyordur mu ki ?