SİVAS KONGRESİNDE

NEVŞEHİR DELEGESİ OSMAN REMZİ ÖĞÜT BEY

4 Eylül Sivas Kongresi adlı bir kitabı inceliyorum .

Nevşehir Delegesi Osman Remzi Bey. 1868'de doğmuş, 1950'de bu dünyadan göçmüş.

Vaiz ve muallim olarak geçindirmiş ailesini.

1934'te Soyadı Yasası çıkınca ,aile Öğüt soyadını almış.

Erzurum Kongresi olsun, Sivas Kongresi olsun, katılan delegelere büyük saygı duyuyorum ben. Büyük Harp'ten sonra o belirsizlik ortamında, kimin ne yapacağı bilinmezken, harp yitirmiş toplumun ruhsal çöküntüsü sürerken bir Osmanlı Paşası İstanbul'dan çıkıp geliyor Samsun'a, Havza'ya, Amasya'ya, Erzurum'a...O günün koşullarında, lastiklerine çaput basılmış, zor sağlanan benzinle çalışan basit bir otomobilde toz toprak bozuk yollarda Doğu'da ulaşılan son beldede bir Kongre toplanıyor. Britanya'nın baskısıyla İstanbul Hükümetinin geri çağırdığı Kemal Paşa istifa ediyor. Artık hiç bir unvanı, rütbesi, yetkisi yoktur. Sıradan bir sivil insandır O. Çevresindeki resmi görevliler birer ikişer ayrılırlar. Tek başına kalmıştır. İkamet ettiği evden gördüklerini ömrü boyunca unutmaz. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir Paşa yaveriyle, korumalarıyla gelmektedir. Ne için ? Kemal Paşa'yı tutuklamak için mi? Derdest edip İstanbul'a göndermek için mi? Kırılma çizgisi...'' Her şey bitti. İstiklal mücadelesi başlamadan sona erdi.'' Hayır, Karabekir Paşa, selam durur : '' Paşam, ben, zabitlerim, Kolordum emrinizdeyim.'' İki eski Harbiyeli kucaklaşır. Kemal Paşa gözleri nemli, arkadaşına, zorlukla birkaç söz söyleyebilir ancak.

Erzurum Kongresi yerel bir toplantı özelliği taşır. Doğu ve Güneydoğu'dan sınırlı sayıda aydın insan, aşiret reisleri katılır. Fakat önemli olan o ortamda toplanabilmektir, Kongre'nin aldığı kararlardır.

Eylül ayında Sivas...Bozkırların ayazı başlamıştır. 1912'den beri ardarda süren harplerden bıkmış halk moral çöküntüsü içindedir. İnsanlar artık barış istemektedir, özgür yaşamak istemektedir.

Sivas'ta bir toplantı yapmanın anlamı nedir ? Erzurum deneyinin verdiği örnek ortadadır. Sivas'taki Kongre için İstanbul'dan , Bursa'dan, Saruhan'dan, Afyon'dan da delegeler gelir.

Bugün biz Erzurum Kongresi'ni, Sivas Kongresi'ni tarih kitaplarından okuyoruz. Bize pek kolay olmuş gibi geliyor. Ortam ne derece güvenlidir? Kongre'ye katılanların vatan haini damgası yemeleri de sözkonusudur. İstanbul resmen işgal edilmemiş olsa da,  Hükümet Britanya'nın baskısı altındadır. Delegelerin tutuklanmaları, idamları, kurşuna dizilmeleri de olasılıklar arasındadır. Katılan üyelerin işi gücü vardır. Kimisi muallim, kimisi zabit, kimisi tüccardır. Ne harcırah ödenir ne ayrı bir ücret. Herkes masrafını kendisi karşılayacaktır.

Nevşehirli Osman Remzi Bey vaiz ve muallimdir. Yaşı da 50 olmuştur. Sivas'a gönüllü gitmiş olmalı. Hangi yolu izledi? Kırşehir-Yozgat üzerinden mi? Yaylı araba tutacak parasal gücü var mıydı ? Sivas'ta nerede kaldı, düzenli bir beslenme sağlanmış mıydı ? Tartışmalara katıldı mı? Kemal Paşa ile el sıkışıp görüşme olanağı buldu mu ? Kongre bitince Kayseri üzerinden mi döndü Nevşehir'e ? Anılarını anlattı mı hoşgeldin diyenlere ? Rum komşularının sinsi dedikodularından etkilendi mi, onlara yanıt verdi mi ? Yazılı belge bıraktı mı ailesine ?

Önümde 4 Eylül Sivas Kongresi adlı bir kitap var. Kapağında Sivas  Mekteb-i Sultanisi (Lise )  ve önünde Kongre'ye katılanların fotografları. Kemal Paşa düşünceli, ortada. Rahat görünse de, bacak bacak üstüne atsa da, sıkıntılı olduğu belli. Britanya mandasını, ABD işgalini savunanlar da var çevresinde.

1919 Mayısının sonlarında,  Anadolu gergindir. Elaziz Valisi Erkanıharp Miralayı Ali Galip Bey de Sivas Valisi Reşit Paşa'ya baskı yaparak Kemal Paşa'nın tutuklanmasını ve derhal İstanbul'a gönderilmesini ister. İstanbul Hükümeti ile yaptığı görüşmeler öğrenilir, karşı harekete geçilir. Ali Galip Bey ayrılıkçı kümelerden asker toplayarak Kongre'yi basma girişiminde bulunsa da başarılı olamaz ve kaçmak zorunda kalır.

4 Eylül 1919 Perşembe günü başladı toplantı.  Riyaset Kürsüsüne çıkan Kemal Paşa konuşmasına şöyle başladı : '' Muhterem efendiler!  Memleketi bu müthiş badireden kurtarmak için yalnız bir kuvvetin temini lazımdır. O da milletin birliğidir. Vatan ve milletin kurtuluşunu gaye bilen zorlayıcı sebepler, sizleri bunca sıkıntı ve engeller karşısında Sivas'ta topladı. Şiğitçe azminizi tebrik eder, sizlere hoş geldiniz demekle bahtiyar olduğumu arz ederim.''

Karşı koymalar daha ilk saatlerde başlar. Kemal Paşa'nın Reis seçilmemesi için kulis yapılır.Fakat Erzurum Kongresi'nde olduğunca Sivas'takinde de Kemal Paşa Reis seçilir. 5 Eylül günü de oturum sürer. 6 Eylül Kurban bayramının ilk günüdür, toplantı yapılmaz.

Sivas Kongresi bir anlamda Ankara'da ilerde toplanacak TBMM'nin bir provası değerindedir. Erzurum Kongresi'ndeki tüzük ve bildiri daha da geliştirilir. Kongre Genel Kurulu'nun kabul ettiği değişiklik hayati ehemmiyettedir. Cemiyet'in adı artık Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'dir.

'' Heyet-i Temsiliye bütün vatanı temsil eder. Her türlü işgal ve müdahaleyi Rumluk ve Ermenilik kurma gayesine bağlı sayacağımızdan, her türlü işgal ve müdahaleye karşı topyekun (hep birlikte) savunma ve direnme ilkesi kabul edilmiştir. ''

11 Eylül 1919 günü Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Temsil Heyeti artık işbaşındadır. İstanbul Hükümeti Babıali'de görev yapadursun, ülkenin yönetiminde Heyet-i Temsiliye vardır bundan böyle.

Temsil Kurulu'nda 16 üye vardır. Zabitlerden miralay ve mirlivalar, hukukçular, eski valiler ve mutasarrıflar ,eski mebuslar, eski nazırlar, din adamları, öğretmenler yer almıştır.

Sivas Kongresi ulusal bir toplantı, bir kurultay olma özelliği taşır. Orada bir milletin kurtuluşunu hazırlayan kararlar verilmiştir.

Milli Mücadele- İstiklal Harbi döneminde 28 Kongre toplanmıştır. Sivas Kongresi TBMM'nin bir provası değerindedir. Kuvayı Milliye'yi amil, Milli iradeyi hakim kılmak esastır.

108 gün boyunca Sivas, Milli Mücadele Merkezi olmuştur.  Kongre Reisi Kemal Paşa böbreklerinden rahatsızdır. Konuksever Sivas halkı Kepenek suyunu sürekli tazeleyerek Onun rahatlamasını sağlamıştır.

Bu Kongre' nin anlamı büyüktür : Bir anlamda Cumhuriyet'in temeli Sivas'ta atılmıştır.

..........................

Osman Remzi Öğüt Bey bir muallim ve vaiz idi. 1950 yılına değin Nevşehir kasabasında yaşadı. Acaba bir kaymakam, bir belediye reisi, bir mektep müdürü 4 eylül günü ziyaret edip anılarını dinledi mi? Bir mektebin muallimi davet edip talebelerine anılarını anlatmasını istedi mi?  Neden resmi makamlar ilgisiz kaldılar ? Bu ilgisiz kalanlara babam Şükrü Bey (  Gezici başmuallim, Zafer,20 Temmuz İlkokulu  ) ve dayım Ahmet Güney (İbrahimpaşa İlkokulu )  de dahildir.

Osman Remzi Bey ,Sivas Kongresi'nden döndükten sonra 31 yıl yaşadı. Acaba ailesinde Kongre günlerine dair fotograf, anı notları var mıdır ? 

4 Eylül Sivas Kongresi adlı yayını keşke tüm öğretmenler, öğrenciler, köylüler okuyabilseler. Kayseri Delegesi olarak Nuh Naci Yazgan Bey'i görüyorum. Kıvrık bıyıkları yüzünü güzelleştirmiş; güvenle bakıyor. Bugün adını taşıyan bir vakıf üniversitesi var. Nuh Naci Bey, Sakarya Savaşı öncesinde malını mülkünü ordumuza bağışlamış bir cömert tüccar...Tekalif-i Milliye, Cumhuriyet kurulduktan sonra Yazgan ailesine yaptığı yardımların karşılığını ödemek istemişse de O, parayı TBMM'ne , Maliye Vekaleti'ne vermiştir. Ortaokul Türkçe öğretmeni Muharrem Barut'un anı kitabında Nuh Naci Bey öyle anlatılır ki, insan okurken gözyaşlarını tutamaz.

Delegelerin adlarını okuyorum kitaptan...Soluk fotografları var.  Hamidiye Harp Gemimizin kumandanı Rauf Orbay Bey ,  Kafkasya kökenli Bekir Sami Kunduh Bey, General Refet Bele, Hukukçu Raif Dinç Bey, Miralay Kara Vasıf Bey, General İsmail Fazıl  (Ali Fuat Cebesoy'un babası), Tarihçi İsmail Hami Danişmend, Eski vali Mazhar Müfit Kansu, Saruhanlı Süreyya Yiğit Bey, Denizli'den Yargıç Necip Ali Küçüka, Borlu Belediye Risi Halil Hamit Mengi Bey, Niğdeli Mustafa Hilmi Soylu Bey, Tarımcı,Mülkiyeli, Muallim Diyarbekirli İhsan Hamit Zülfi Tigrel Bey...Ve toplam 38 üye...

Tozdan dumandan ferman okunmayan, işgal güçlerinin yarattığı korku ortamında, kendini Yunan sayan, aslında Karamanlı Ortodoks  Türk  olan Nevşehirli gayrimüslimlerin yaydığı dedikodulara aldırmadan, ağır ve zor, sıkıntılı bir yolculuğu göze alarak, taa Sivas'a gidip Kongre'de Nevşehir'i temsil eden  Osman Remzi Bey'i rahmet ve minnetle anarken ,  ilgisizliğimizin ağır mahcubiyetiyle ruhundan bizi bağışlamasını diliyorum.

                              ......................................................