TÜRKİYE TOPONİMİSİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Dr Emrullah Güney

Bir an düşünelim; hiçbirimizin adı olmasın. Postacı gelmiş ,elinde bir mektup var, üzerinde ad,adres yazılı. Kime verecek ?

Bir an düşünelim ; köylerin, kasabaların, kentlerin adı yoktur. Yazdığımız bir mektup nereye gidecek ?

Bir an düşünelim; tarih öğretmeni savaşları anlatmak istiyor. Yer adları yokken ne,nerede olmuştur,nasıl dile getirecek ?

Bir an düşünelim; bir ırmağın üzerinde baraj yapılacak. Adı olmasa akarsuyun, nereye yapılacak ?

Bir an düşünelim ; coğrafya öğretmeni dünya genelinde ve Türkiye özelinde okyanusları, denizleri, sıradağları, gölleri, ırmakları, çölleri, kentleri  nasıl anlatma olanağı bulabilecektir? Hiçbir yer adı yoktur, her şey silinmiş, dümdüz olmuştur.

Bu nedenle yer adlarının yaşamsal  önemi vardır.

Yer adları bütün dünyada toponimi, toponomastik olarak bilinir.

Bilimler dallara ayrılır. Toponiminin de kolları vardır. Şimdi onları sınıflara, kümelere ayıralım.

Agoronim : Kent alanı, bulvar, pazar adları.

Agroonim : Ekin yeri, tarım yapılan yerlerin adı.

Adonim : Çöl, orman, otlak gibi yerlerin adları.

Antroponim : Kişi, ata, aile, soy adı.

Astionim : Kent adı.

Bionim : Canlı organizmaların özel adları.

Etnonim: Halk, ulus adları.

Fitonim : Bitkilerin, ağaçların adlarıyla ilgili yer adları.

Horonim : Ülke,il, bölge gibi mülki yönetim birimi, doğal yereyin özel adı.

Helonim : Bataklık yerler,

Hidronim : Doğal suların adları.

Komonim : Köy, kasaba adları,

Limnonim : Göl adları,

Litonim : Taş, kaya ile ilgili yer adları.

Mitonim : Miyolojik, efsanevi adlar.

Nekronim : Mezarlıklarla ilgili yer adları.

Okeanonim : Büyük denizlerin, okyanusların adları.

Oronim : Dağların adlarıyla ilgili yer adları.

Ökonim : Her tür yaşayış yeri adı.

Polionimi : Çok adlı olma durumu.

Polisonim : Kent adları.

Potamonim : Akarsuların adlarıyla ilgili yer adları.

Speleonim : İnlerin, mağaraların adları.

Teonim : Yakarış yerlerinin, tapınakların adlarıyla ilgili yer adları.

Urbanonim : Yaşayış yerlerinin, kentlerin adları.

Zoonim : Hayvanlardan adını almış yerler.

 

Oronim

Dağlar her zaman , her yerde yükselti olarak saygı duyulan, su kaynağı olduğu için minnet duyulan, aşılması , geçilmesi zor olduğundan korkulan yerbiçimleridir. İnsanlar önce boyaklarına göre adlandırmışlardır dağları : Akdağ, Alacadağ, Karadağ, Karacadağ, Gökdağ, Gökçedağ gibi.

Bitki örtüsüne göre de adlandırılmışlardır dağlar : Meşeli , Otlukbeli, Tahtalı, Tahtafırlatan gibi. Bitki örtüsü açısından yoksul olan dağlara da Kösedağ adı verilmiştir.

Türkiye’de bilinmeyen, Azerbaycan ders kitaplarında, toponimi sözlüklerinde yer alan bir oronim vardır : Kamal Dağı. Yüce Başbuğ Atatürk’ün adı ülkemizin doğusunda yükselen Ağrı Dağı’na verilmiştir. Ermenilerin Ararat, Masis adını verdiği bu dağa Kamal adı uygun görülmüştür.

Hidronim

Kaynak adları ülkemizde büyük bir varsıllık göstermektedir : Pınar, bulak, kaynak, eşme, kan…İnsanlar bir gölü uzaktan görüp önce, boyağına göre adlandırmışlardır : Akgöl, Karagöl gibi. Irmaklar için de ad verme böyle yaşanmıştır. Aksu, Akçay, Karasu, Karaçay, Kızılırmak, Yeşilırmak, Göksu, Gökçay, Gökırmak  gibi. Sonra tadına bakılarak da ad verilmiştir . Şekerpınarı, Balpınar, Ekşisu (Bögert), Antik dönemde Kızılırmak’ın adı Halys idi. Bu, tuzlu demektir. Çünkü Kızılırmak özlellikle Kızıldağ, Sıvas, Kayseri, Gülşehir, Çankırı yöresinde tuzlu kaya formasyonlarından geçer ve aldığı kaynaklarla suları tuzlulaşır. Acısu, Acıöz, Acıçay gibi çok sayıda kol alması Kızılırmak’ın suyunun tuzlulaştığını gösterir. Sulama amaçlı  değerlendirilmediğinden Kızılırmak havzasında kuru tarım yapılmaktadır. Ancak, yapılan barajlar ve yapay göller nedeniyle birikmiş su tuzundan arındığından son yıllarda sulu tarım yapılan yerler de artmaktadır.

Çağlayan adları da hayli çoktur : Şelale, çavlan, çağlayan, çağlak, şarlak, gürgüre, Bendimahi, Kadirah (Katarakt’tan).

Sıcaklıklarına göre de sulara ad vermişiz ( Hidrotermal) : Ilısu, Ilıca-k, İlisu, İlice, İlice-k ,Soğucak, Soğuksu, Kaynar, Kaynarca, Germab, Çermik, Cermuh, Çermük…Mineralli sıcak suların yeryüzüne çıktığı kaynakların üzerine havuz, hamam gibi yapılar kondurulunca kapalı ılıca (=kaplıca) olarak tanınmakta ve halkın özsağaltım yerleri olarak yeğlediği alanlar olmaktadır.

Anadolu’dan kaynaklarını alan Akdeniz Havzasına dahil,  İran Körfezi havzasına dahil ırmaklar hep Kuzey-Güney doğrultuludur, güneye doğru akarlar. Fırat,Dicle gibi…Fakat Akdeniz havzasına dahil Asi Irmağı bunun tersidir. Bekaa Vadisinden kuzeye doğru akar,Suriye’nin batı topraklarından geçer, Hatay ilimizden ilerler ve Akdeniz’e bir deltadan dökülür. Eski adı Orontes’tir bu ırmağın. Lübnan Dağları’nın bol yağışlarıyla beslendiğinde, karlar eridiğinde taştığından,  çevresine zarar verdiğinden ,asiliğinden mi bu adı almıştır ?

Aral Gölü’ne dökülen Seyhun ve Ceyhun ırmaklarının bir benzeri Çukurova’dan geçerek Akdeniz’e dökülen Seyhan ve Ceyhan’dır. Acaba bu adlar bilinerek mi , benzerliklere bakılarak mı verilmiştir?

Anadolu’da karstik göller bazı yerlerde Gölova adını taşır. Çünkü bu göl türü sürekli olarak suyun bulunmadığı alanlardır. Gideğenlerin açılması sonucunda sular yer altı boşluklarından, mağaralardan, avenlerden akıp gider ve gölyerinde bitek topraklı bir ova ortaya çıkar. Bir yıl önce balık tutan köylü aynı yerde bu kez sabanıyla çift sürer, ekin yetiştirir…

Türkiye akarsularının Türk öncesi adlarına da  bakalım :

Ceyhan : Pyramos,

Seyhan : Saros,

Çoruh : Akampsis,

Sakarya : Sangarios,

Aras : El Ras, Araxes.

Menderes : Maiandros,

Gediz : Hermos,

Bakırçay : Kaikos,

Göksu : Kalykadnos,

Delice : Kapadoks,

Çekerek : Şekerab,

Yeşilırmak : İris,

Kelkit : Lykos

Hoşab : Micinger

Ihlara : Hilarios.

Sazlık, kamışlık yerlere verilen adlar da dikkat çekmektedir. Erciyes Dağı güneyindeki çukurluklarda yer alan Sultan Sazlığı’nın bir diger adı da Yay Gölü’dür. Neden bu ad verilmiştir. Büyüklüğü yıl boyunca, yıllar arasında aynı kalmamakta; yay gibi daralıp genişlemektedir. Buraya Koç Gölü, Kurbağa Gölü adları da verilmektedir.

Fitonim

Bitki örtüsü ile ilgili adları Anadolu’da çok yerde görüyoruz : Bozkır, Dazkırı, Çal, Taşeli, Kıreli…

Ot, çalı, ağaç…Bir yerin adlandırılmasında bitkilerin yeri önemlidir. Otlu, Ağaçlı, Ormanlı gibi yer adları sayısızdır. Ağaç adları da çok  sayıdadır. Çam, meşe, palamut, ardıç, Kayın, Söğüt, Kavak…Çamlık, Çamlıca, Çameli, Yalnızçam, Çamlıdere, Ormanlı…Kültür bitkilerinden meyve ağaçları : Elmalı, Ayvalı-k, Erikli, Üzümlü, incirli-k,Fındıklı, Çayeli, Turunçlu, Bostanlı, Karpuzlu,  gibi…Ot-lu-k, çayır-lı-k , kamışlı-k, sazlı-k adlar da hayli çoktur.

Yanmış, yakılmış ve orman niteliği ortadan kalkmış yerler de epeycedir: Göynük, Göynücek, Gönik gibi.

Etnonim

Anadolu’da her boy, her oymak yaşadığı yere ad vermiştir : Çepni, Bayındır, Avşar, Kınık, Bayındır, Döğer, Yüreğir, Dodurga-Tödürge, Bayat, Emir-Eymür…İstanbul’daki Arnavutköy de bu alanda dikkat çeker. Kafkas göçmenlerinin yerleştirildiği yerler de belirgindir : Çerkezköy, Çerkezhöyük, Boşnakköy  gibi…

Polisonim

Antik çağlardan günümüze kent adları sürekli bir değişim göstermiştir. Birçok yer adının anlamı artık bilinmez olmuştur. Van, Tatvan, Silvan, Hilvan gibi adlar Urartu döneminden mi kalmıştır ? Hurri-Mitanni döneminde var olup da günümüze ulaşan yer adları nelerdir ? Bunları kesinkes bilme olanağı yoktur. Anadolu’da birçok dil artık ölü dildir. Ancak Grek alfabesiyle yazıtları bulunan anıtların olduğu kentlerin tarihi, adlarının ne anlama geldiği ortaya konulabilmektedir. Çoğu açıklamalar da mitolojiktir.

Grekçede polis, kent, şehir demektir. Antik dönem kent adlarında sonek olarak polise çok sayıda rastlıyoruz. Ancak bazı yerlerde polis eki değişmiş ''poli, bolu'' olmuştur.

Bolu,İnebolu,Germanikopolis : Ermenak,Gelibolu (Gallipoli),Tirebolu: 3 kasabanın birleşmesiyle oluşmuştur.Safranbolu,Konstantinopolis,Nikopolis ( Niğbolu),Yanbolu…

Nekronim

Mezarlıklardan ad alan yerler… Kabirler köylere, kasabalara, höyüklere ad olarak verilmiştir.  Türk öncesi dönemlerden kalma mezarlığın yer aldığı höyüğün adı : Maşatlık, Maşathöyük gibi…Ak, boz, kara, alaca höyük gibi…Çeç Tepe , Gordiyon-Yassıhöyük gibi tümülüsler de bu alanda dikkate değer adlar taşırlar.

Antroponim

Kişi adlarının bir kasabaya, kente verilmesine antroponim denir.  En bilinen örnek : Makedonya Kralı İskender'in adını taşıyan 23 kent bilinmektedir. Hatay'da İskenderun ( Alexandrette, Alexandria) , Mısır'da İskenderiye bunlar arasındadır. İran ve daha doğuda da Makedonya egemenliği döneminden kalma böyle yer adlarına rastlıyoruz.

Romalı kumandan ve devlet adamı Sezar'ın adı da birçok yerde yaşamaktadır. Sezarea ( Mazaca, Eusobia) Kayseri'nin Küçük Asya Eyaleti döneminden kalma adıdır . İmparator beldesi. Arapların verdiği adla Kayseriyye... Sezar'ı Almanlar Kayzer yaparak imparator anlamında kullanmışlardır.

Yeni Dünya kaşifi Kristof Kolomb'un adı da ( Cenevizli haritacının adı Güvercin anlamındadır) yaşamaktadır : Kolombiya, Kolombus, Columbia gibi…

Magellan,James Cook,Bering,Abel Tasman,Simon Bolivar,Bering,Louis,Victoria,Karl Marks,Lenin,Stalin,Tito, Dimitrov G M. (1882-1949).

Britanya'dan ayrılıp bağımsız devlet olarak ortaya çıkmada başrolde bulunan General George Washington'ın adı ABD'nin bir eyaletine ve  başkentine verilmiştir. Rus Çarlığı’nda Kafkasya’da ve Orta Asya’da Türk kentlerinin , dağların, ırmakların adları Ruscaya çevrilmiştir. 1917-1990 arasında değiştirme Sovyet yöneticilerinin adlarına göre yapılmıştır. Rusya da dahil olmak üzere 15 Cumhuriyetin tümünde kent adları yeniden değişmiş ve birçoğu XVIII, XIX. Yy adları geri verilmiştir.

Balkan yarımadasında eski Osmanlı dönemi adları büyük ölçüde değiştirilmiştir. Bu konuda Bulgaristan yönetimi pek keskin bir yol izlemiştir. Osmanlı’nın Niğbolu’su Nikopol; Filibe Plovdiv ; Plevne ise Pliven olmuştur. ( Bu konuda Bulgaristan doğumlu yazar, kütüphaneci Türker Acaroğlu’nun kitabı dikkat çekicidir ) . Makedonya’da, Yunanistan’da, Sırbistan’da, Karadağ’da ( Osmanlının Böğürtlen adını verdiği Montenegro başkenti Podgoriçe gibi)  binlerce yer adı değiştirilmiştir. Eski Yugoslavya cumhuriyetlerinde aynı kalan adlar daha çok madenle ilişkili olanlardır: Kuşunlu, Tuzla vb.

Anadolu'da Bizans-Arap çatışmaları yüzlerce yıl sürmüştür. Emevi kumandanlarından adı,yaşamı efsanelere karışmış (Battalnameler) Seyit Battal Gazi adları Malatya ve Eskişehir'de yaşamaktadır. Abbasi Sultanı Harun Reşit'in adı Haruniye olarak Düziçi'nde görülmektedir.

Anadolu Beylikleri döneminde Paleokastro (eski kale) Karesi ( Kara İsa Bey’in adından ) Beyliği'nin paytahtı idi (günümüzde Balıkesir). Umurbey, Umurgazi gibi... Alaaddin Keykubat'ın adı Alaiye -Alanya olarak günümüze ulaşmıştır.

İsfendiyar Beyliği’nin adından kalma bir dağ sırası Kuzey Anadolu’da İsfendiyar Dağları olarak yaşamaktadır.

Antalya Körfezi’ni batıdan sınırlayan Bey Dağları’nın adı da Tekeoğulları Döneminden kalmış olmalıdır.

Osmanlı padişahlarının adlarını köylerde, kasabalarda, kentlerde görüyoruz. Osmaniye, Orhaniye, Muradiye, Selimiye, Mahmudiye  gibi.  Rum olduğu halde Osmanlı Beyliği hizmetinde bulunan ve başarılı olan birçok kumandan Mihalbey, Mihalgazi , Mihalıççık  adlarıyla yaşamaktadır.

Rumeli'de, Kafkasya'da, Ege Denizi'nde toprak yitirdikçe göçlerle Anadolu'da yeni köyler ortaya çıkmıştır. Kırım göçmenleri önce Dobruca'ya yerleştirilmiştir. Padişah Sultan Mecid dönemi olduğu için kurulan köyün adı Mecidiye olmuştur.  Kabartay-Çerkes göçmenleri Sultan Aziz döneminde Uzunyayla'ya yerleştirilmiştir; Aziziye ortaya çıkmıştır (Günümüzde Pınarbaşı).

‘’Mahrukat tedarikindeki müşkülat sebebiyle kış mevsiminin zor geçirildiği Harput’’…Sultan Aziz döneminde Mezre’ye taşınmış ve  Aziziye- Mamuretül Aziz Vilayetinin yeni merkezi olarak Valilik yapısına, kışlalara sahip olmuştur.El Aziz adı giderek Elazık ve Elazığ olmuştur.

Padişahtan sonra gelen devlet adamı olarak sadrazamların, vezirlerin, beylerbeylerinin, valilerin ,aşiret reislerinin, kabile başkanlarının adlarının da köylere, kasabalara verildiğini görüyoruz.

Cevdetiye, Cevdet Paşa’nın adından gelmektedir.

Dervişiye, Derviş Paşa’nın adından gelmektedir.

Islahiye kasabasının adı Fırka-i İslahiye’den gelmektedir.

Çanakkale'de Kemalyeri adı nereden gelmektedir? Gelibolu-Çanakkale Savaşlarında görev alan Kaymakam Mustafa Kemal Bey'in adı buraya verilmiştir. Bağımsızlık -Kurtuluş Savaşımızda ordumuzun ayakkabı, çizme gereksinmesini karşılayan Eğin'in adı Kemaliye yapılmıştır. Hopa'da Kemalpaşa adı da böyledir. Bursa'nın Kirmastı beldesinin adı Mustafakemalpaşa yapılmıştır. İzmir'de Nif yine Kemalpaşa olmuştur. Antalya Selendi kasabasının adı da değiştirilerek Gazipaşa yapılmıştır.

Kurtuluş Savaşımızın ikinci büyüğü İnönü'nün adı da birçok yere verilmiştir. Malatya Yeşilyurt gibi. 1950 sonrası değiştirilenler de olmuştur. Eskişehir Mahmudiye gibi.

Fevzi Çakmak : Harbiye Nazırı ve Ankara Hükümetinin Erkanı Harbiye Vekili. Atatürk’ten sonra ikinci müşir. Tunceli Ovacık’ın adı Maraşalçakmak idi, değiştirilmiştir. Ancak Fevzipaşa adı Gaziantep’te yaşamaktadır.

Kazım Özalp: Balkanlarda,Doğu cephelerinde,İstiklal Harbi’nde yararlık göstermiş büyük kumandanın adı Van’da ve Sakarya’da yaşamaktadır.

Ali Çetinkaya: Ayvalık’ta Yunan işgaline karşı direnen kumandan.Cumhuriyette ünlü Nafia Vekili.

Saim Bey: Hacin’in kurtuluşunda etkiki olan ve bir süre kaymakamlık yapan hukukçu şehid Saim Bey.

Şahin Bey: Ayıntapta Fransızlara karşı direnen halk kahramanı.

Tufan Bey: Mağara-Höketçe beldesine Hacin’i kurtaran Kuvayı Milliye kumandanının adı verilmiştir.

Halit Paşa (Manisa Saruhanlı) : Ege’de Kuvayı Milliye örgütlenmesinde adı geçen sivil bir paşanın adından.

Hasan Uğurlu- Suat Uğurlu : Yeşilırmak üzerinde yapılan barajlara, DSİ Bölge Müdürü Hasan Uğurlu ve Suat Uğurlu’nun adları, trafik kazasında ölümlerinin ardından verilmiştir.

Zoonim

Halk, bir yere ad verirken orada yaşayan hayvanları dikkate almıştır. Kuş, memeli, sürüngen…Keklik, güvercin, tavşan, doğan, toy, turna, kartal, ceylan, tilki, karaca, kurt, karınca…Koyaklara, inlere ad verilirken, yörede yaşayan hayvanlar dikkate alınmıştır. Tavşanlı, Kurtkoyağı, Turnagölü, Güvercinlik, Ceylanpınarı, Karacalıtepe vb.

İklim özelliklerine göre

Dumanlı Dağ, Sis Dağı, Sakaltutan, Sütdonduran yaylası, Keçibuyduran Dağı, Atkuyruksallamaz Dağı…Özellikle göçer konar yaşam sürdüren, davarcılıkla geçim sağlayan Türk boyları hava olaylarının yoğun etkisi altında kaldığından yaşanan yerlere ad vermede bu özellikler dikkate alınmıştır…Elbette, yerleşik düzene geçtikten sonra ekincilik yaşayış düzeninde de iklim özellikleri etkili olmağa devam etmiş ve yer adları verilirken yine sıcak-lık, soğuk-luk durumları dikkate alınmıştır.

Toponimide yaşanan karışıklıklar

Türkiye coğrafyasında birçok yerin adı aynıdır.

Ovacık (5 yerde),Ulubey,Kemer,Göynük,Ereğli (Konya, Karadeniz, Marmara, Söke ),Maden,Kavak,Söğüt,Akşehir (2 yerde)Akçaova (2 yerde),Akdağ-lar (6 yerde),Ağva (3 yerde),Beydağ-ı  (3 yerde),Bor (3 yerde) : Balkanlarda bu adı taşıyan yer de var.Aksu (5 yerde),Karasu,Karaçay,Gökçay,Gökırmak,Karadağ,Karacadağ,AcısuAcıçay,Ovacık…

                                                                           

Toponimide ilgi çekici özellikler

Hemen her bölgede Maltepe adına rastlıyoruz. Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de olduğu gibi. Neden ? Çünkü bu adla ilgili değişik karşılıklar vardır. Mal,Anadoluda büyükbaş hayvan, sığır demektir. Mal, Anadolu’da define , gömü, hazine demektir.

Göztepe toponimi, oronimi de yaygındır. Köylerin yakın çevresinde yükselen tepeler haberleşme için elverişli yükseltiler olarak değerlendirilmiştir. Savaş dönemlerinde halk, düşmanın yaklaştığını, önlem alınması gerektiğini ateş yakarak birbirine haber vermiştir.

Halk, dağların ardını merak etmiştir. Daha elverişli yaşam alanlarının oralarda olabileceğini düşünmüş, ummuştur. Fakat dağların aşılması zordur. Kağnıları çeken öküzlerin, develerin acıyla böğürdüğü bu uçurumlu dağ geçitlerine verilen adlar göçlerin tarihini ortaya koyar gibidir : Mazıkıran (*), Öküzbağırtan, Devebağırtan…Palandöken…Palantöken…

Dağların kıvrım kıvrım yollarına ne ad verilmiştir : Deveboynu.

Yüceliğiyle, fırtınalarıyla, aşılmazlığı ile insanda saygı, korku uyandıran dağlara verilen ad: Allahüekber…

Orta Asya’da yolcuların, kervanların çölün kum fırtınalarında yitip gittiği geniş alanın adı Taklamakan…Anadolu’da içinde, mağaralarında, ormanlarında, yalçın, dar koyaklarında insanları gidip de geri gelmediği dağlara verilen ad: Gidengelmez Dağları…Bir olaya bağlı olarak verilmiş olmalıdır bu ad. Nedensiz değil. Bir çoban, bir avcı o dağlarda yitip kalmıştır.

Halk, ulaşımı zorlaştıran, kavuşmayı olanaksızlaştıran dağlara, yükseltilere de mitolojide sevilmeyenlerin adlarını vermiştir. Urfa’da, Adıyaman’da, İzmir’de olduğu gibi : Nemrut Dağı, Nemrut Tepesi…Gavur Dağlarını(**) da aynı küme içinde ele alabiliriz.

Halk,elbette volkanoloji bilgisine sahip değildir. Bir tepenin , dağın doruğunda çukurluk vardır. Burası kraterdir. Adı konmuştur : Tepesidelik…Binlerce yıl önce dağın tıkacı zorlanarak açılamamış, magma ocağından iç güçlerce yukarıya itilen magma tepeden çıkamayınca yanlardan kendine yol aramış ve dağın eteğinden yeryüzüne çıkmış, lav olarak akmıştır. Adını koymuştur halkımız : Karnıyarık Tepesi, Karnıyarık Dağı…

Eğer dağ doruğundaki çukurlukta bir krater gölü ortaya çıkmışsa adı da bellidir o yükseltinin : Göllüdağ…

Göçer-konar Türk boyları XI. Yüzyıl ortalarından başlayarak Anadolu’ya yerleşmeğe başlamışlardır. Yaylak-kışlak yaşamı sürse de toprağa bağlanan halk, tarım yaparak geçimini kolaylaştırma çabasına girmiştir. Fakat her yerin toprağı bitek değildir. Bunu denemelerle anlamıştır insanlar. Toprağa verdiği tohumu bile geri alamamıştır. Adını koymuştur o düzlüğün, düzenliğin: Aldıvermez Ovası…

Öyle yer adları vardır ki, ilk anda anlamı ortaya çıkmaz. Geçen yüzyıllar onda harf düşmeleri ortaya çıkarmıştır. Sulak, bataklık yerlerin sığırı nedir ? Camız, manda…Halk, gücünden yararlanılan, sütü değerli hayvanın uygun yaşama, yetişme ortamı bulduğu koyakta akan suya güzel bir ad vermiştir: Su sığırlık…Bu sözcük giderek Susurluk olmuştur.

Obruk, orbuk toponimi de Anadolu’da çukur yer, kuyu benzeri çukurluklara verilen addır. İç Anadolu’da Konya-Ereğli arasındaki kireçtaşı yapılı yaylaya ad bu özelliğinden dolayı verilmiştir. Karstik alanlarda görülen çukurların olduğu yerlere de Kuyulu, Kuyucak gibi adlar verilmiştir.

Gemlik adı da ilk bakışta anlaşılmayan bir toponimdir. Osmanlı, elbette deniz gücünü geliştirmek için bazı yerlerde gemi yapım yerleri kurmuştur. Günümüzdeki Gemlik bir tersane olarak ortaya çıkmıştır. Gemilik adı buradan gelmektedir.

Yakıştırma yoluyla değişen adlar vardır : Armutlu…Burası armut gibi sevilen bir meyvenin yetiştiği yer olduğundan ad almış değildir. Bizans bahriye gücünün savaş gemileri , donanması burada demir atmıştı. Armada adı giderek Armutlu’ya dönmüştür.

Soandos…Soğanlı olmuştur. Bizans döneminde dar ve derin koyaklarında birer teoloji eğitim merkezi olarak  din adamı yetiştirilen yerin adı Soandos idi. Soğan yetiştirildiği için bu adı almış değildir.

Anadolu’da Erikli adına da rastlıyoruz. Herakleia’nın Ereğli’ye dönüşmesi gibi bir yerde de Erikli olmuştur. Erik meyvesi veren ağacın varolduğundan değildir.

Klasik-Antik çağlardan Roma egemenliğine, Roma’dan Bizans’a her dönem yer adlarında derin izler bırakmıştır. Kimi adlar unutulmuş, yenileri eskinin yerine geçmiştir. Roma imparatorlarının bir kente adını vermesi büyük bir onur sayılmıştır.

İşgaller de yer adlarının değişmesine yol açmıştır. VII. Yüzyılda başlayan Arap akınları 300 yıl sürmüştür. Emevi komutanı olan Battal Gazi’nin efsaneleşmiş yaşamı birçok yere ad olmuştur. Malatya’dan Eskişehir’e onun adını taşıyan yerler vardır. Abbasi akınları sırasında da ad değişmelerini görüyoruz. Çukurova doğusunda Haruniye, adını büyük Abbasi Halifesi Harun ür-Reşid’den almıştır. Günümüzde Adıyaman dediğimiz beldenin o dönemde Vadi ül-Leman adını taşıması da Arap istilası ile ilgilidir.

KD Anadolu’da , 93 Harbi ( 1877-78) sonrasında Osmanlı toprağı olmaktan çıkan ve 40 yıl, 1918’e değin Rus işgalinde kalan Kars, Ardahan, Çoruh da yer adlarında önemli değişmelere sahne olmuştur. Ruslar ulaşımı kolaylaştırmak için yerleşimleri yol boylarına kaydırmışlardır. Vladi Kars (Ladikars) böyle bir yerleşimdir ve adı da Kars Ötesi demektir. Ruslar, kurdukları mandıraların köye dönüşmesiyle de yer adlarında değişime neden olmuşlardır. Zavot fabrika anlamına gelir ve Kars yöresinde peynir yapım yerleri giderek köy özelliği kazanmıştır. KD Anadolu’da hemen her köyün, ilçe merkezinin iki adlı (dual) olması da Rus işgaliyle ilgilidir. Cılavuz-Susuz gibi.

Dağların geçit veren yerlerine bel, belen, gedik, geçit, aşıt adı verilir. Arapçada ise Beylan, Gerdane denilmektedir. Bu alanlara Deveboynu, Devebağırtan, Kırkdilim Yokuşu, Palandöken, Aşırım, Sıldırım adları verilmektedir.

Kastro , Kastel, Hisar, Kale adları da ülkemizde çok sayıdadır. Önek ya da sonek olarak, boyaklarına göre adlar verilmiştir böyle yerlere.  Bizans’tan gelen hisar, kale adları ya aynen, ya da değiştirilerek kullanılmıştır. Paleokastro günümüzde Balıkesir olarak yaşamaktadır. Kale, Kalecik, Kalece, Burgaz, Hisar-lı, Hisarcık gibi.

1050 sonrası Anadolu’ya göç eden Türk boyları bu yeni yaşama alanında pek çok harabe belde bulmuşlardır. Su kaynaklarının varlığına bağlı olarak böyle yerler iskana açılmış, harabeler canlanmış, şenlenmiştir. Viran, ören, veran öneki ya da sonekiyle sayısız yer adı bunlar arasındadır.

Ticaretin kentler, ülkeler arasında gelişmesi için kervan yolları üzerinde yapılan hanlar da dikkat çekici adlara sahiptir. Han-lı, Sultanhan, Ağzıkarahan, Alayhan, Zincirlihan, Obrukhan, Yahşihan gibi.

Güzelleştirme de yer adlarının değişmesine yol açar. Domuzlu bir Müslüman beldesinde yer adı olamaz. Bu nedenle denize yüzlerce kilometre içerde olsa da Tonguzlu, Domuzlu kenti Denizli yapılmıştır. Çirkince ise Güzelce olmuştur. Kokaryalı’nın adı Güzelyalı’ya çevrilmiştir. Eloğlu ise Türkoğlu yapılmıştır.

 Klasik Çağ tarihsel bölge adları

Trakya. Günümüzde de yaşayan bölge adı. GD Avrupa’nın, Balkanların Asya’ya en yaklaşmış yarımadası. İstanbul Boğazı ile Meriç Irmağı arasındaki alan. Paşaeli, Rumeli. Doğu Trakya Türkiye’ye aittir. Batı Trakya ise 1912’den bu yana Yunanistan sınırları içinde yer almaktadır. Bu bölgede Dedeağaç, Dimetoka, Sofulu, İskeçe , Kavala , Selanik gibi eski Osmanlı şehirleri vardır ve adları Yunancaya çevrilmiş durumdadır. Ancak Meriç batısında yaşayan Türk halkı hala eski Türkçe yer adlarını kullanmayı sürdürür.

Troya : Biga Yarımadası, Çanakkale.

Misya : Balıkesir, Bursa yöresi.

Bitinya : Kocaeli yarımadası, İzmit.

İyonya : İzmir doğusu.

Aiolis : Troya ile İyonya arası, Ege’nin doğu sahilleri.

Lidya: Salihli, Sardes.

Karya : Halikarnas, Petrum - Bodrum Yarımadası.

Likya : Kaş, Kalkan, Patara.

Pamfiliya : Antalya yöresi.

Arzava : Antalya kuzeyi.

Pisidya : Burdur, Isparta.

Frigya : Kütahya, Eskişehir.

Paflagonya: Zonguldak, Cide, İnebolu.

Pontos : Trabzon, Gümüşhane, Giresun, Ordu.

Galatya : Ankara yöresi

Kapadokya: Aksaray-Kayseri bölgesi.

Likaoniya : Konya yöresi.

Kilikya : Dağlık : Toroslar; Ovalık: Adana Ovaları, Hatay

Kizzuvatna : Osmaniye, Yukarı Çukurova.

Sofene : Malatya doğusu- Harput.

Kommagene : Vadi ül Leman, Samosata, Nemrut-Ankar Dağı.

Urartu : Nairi. Van Gölü-Urmiye Gölü-Çıldır Gölü arası.

Korduene: Van Gölü güneyi-Zagros Dağları arası.

Mezopotamya : Dicle ile Fırat arası topraklar. Beyn en nehreyn, El Cezire.

Hurri Mitanni : Kuzey Mezopotamya arazisi.

 

Türk Beylikleri Dönemi

Anadolu’nun Türkleşmesi, sanıldığı gibi 1071 Malazgirt Utkusu sonrasında başlamış değildir. V,VI,VII.Yüzyllarda Bizans imparatorları, doğudan sürekli Sasani saldırılarına karşı Anadolu’yu koruyabilmek amacıyla Balkanlarda yaşayan Peçenek, Uz Türk boylarını Orta Kızılırmak boylarına, günümüzdeki Kayseri, Aksaray arasındaki volkanik platoya yerleştirmişlerdir. Burası (Kapadokya) yüzyılllarca bir savaş  platformu olmuştur.

Konuyla ilgili güzel bir olay destan gibi anlatılır. Alparslan’ın başarılı kumandanı Emir Afşin Bey,süvarileriyle Kızılırmak koyağını izleyerek batıya doğru ilerlemektedir. Burada bir köyde kilise gören akıncılar halkın hristiyan olduğunu anlar. Fakat ilginç olan şudur : Halk Türkçe konuşmaktadır ve Bizans uyruğundaki insanlar hiç de düşmanca davranmazlar Afşin Bey’e ve askerlerine. Dostça davranırlar, ekmeklerini üleşirler. Balkan kökenli hristiyan Türklerle Orta Asya kökenli Müslüman Türkler anlaşmada hiç zorluk çekmezler.Aralarında bir yakınlık doğar. Afşin Bey ve birliği burada bir işgalci değil; konuk olarak ağırlanır ( Bu olayı Ord Prof Dr Mükrimin Halil Yinanç, kitabının Anadolu’nun Türkleşmesi bölümünde dillendirir).

1071 sonrası Anadolu, göçer-konar boylarla ,Oğuzlu Yörük topluluklarca Türkleşmektedir. Kurulan Beylikler Bizans’tan toprak alarak egemenlikleriyle tarihte yerlerini alırlar. İznik Rum İmparatorluğu’ndan, Trabzon Rum İmparatorluğu’ndan, Kilikya Ermeni Devleti’nden savaşlarla toprak kazanarak birkaç yüzyıl içinde Anadolu’nun bir Türk yurdu olmasını sağlamışlardır.

Tarihsel gelişim ile toponimi arasında bağlantı kuralım. Peçenek adı Anadolu’nun birçok yerinde dağ, tepe adı olarak Berçene’ye dönüşmüş olarak yaşamaktadır. Uz, Oğuz adı da benzer şekilde birçok alanda yer yer görülmektedir.

Anadolu’da birçok dağın, yaylanın, geçidin adı Tekir…Bu söz Tekfur’dan gelir. Despot, vali, şövalye karşılığı olarak Bizans’tan Türklere geçen bu yer adı giderek Tekir’e evrilmiştir. Rodosto olarak da bilinen Tekfur Dağı, günümüzde Tekirdağ olarak yaşamaktadır.

Trakya’da bir Müslüman beldesi olduğu halde adının Kırkkilise olarak kalması Kırklareli tarihinin ironisi olarak dikkat çekmektedir.

Beş doruklu dağ sırası Bizans’ta Pentadaktylon iken Türklerce de bunun tam çevirisi olarak Beşparmak Dağları adıyla Bafa Gölü çevresinde ve Kıbrıs’ta Girne güneyinde yükselmektedir.

Anadolu Beyliklerinde toponimik gelişmeler

Birinci Dönem :

Ahlatşahlar : 1100-1207. Ahlat, Adilcevaz, Erciş

Dilmaçoğulları : 1085-1394. Bitlis, Erzen.

İnaloğulları Beyliği : 1096-1183. Diyarbekir.

Artuklular : 1101-1409. Mardin, Hasankeyf, Palu, Siirt, Diyarbekir, Harput, Silvan.

Danişmendliler : 1071-1175 . Amasya, Tokat, Sıvas, Malatya, Yozgat (Bozok İli ) , Engürü, Kangırı, Kastamon, Kayseriyye.

Saltuklular : 1092-1202. Kars, Erzurum, Bayburt, Oltu, Tortum, İspir.

Mengücekliler : 1072-1277. Erzincan, Kemah, Divriği.

 

İkinci Dönem :

Ahi Beyliği : 1402- 1414. Engürü (Ankara).

Osmanlı Beyliği  : 1299- 1922 ). Söğüt kışlağı, Domaniç yaylağı .

Çobanoğulları Beyliği : 1227-1309. Kastamoni.

Eretna Devleti : 1343-1381. Kayseri,Sıvas, Malatya, Samsun, Tokat, Amasya, Erzincan.

Eşrefoğulları : 1284-1326. Beyşehir, Seydişehir, Ilgın, Bolvadin, Akşehir.

İnançoğulları : 1261-1368. Denizli.

Sahipataoğulları Beyliği : 1275-1341. Afyonkarahisar.

Tacettinoğulları Beyliği : 1348-1428. Niksar, Bafra, Ordu.

Tekeoğulları : 1321-1423. Antalya, Elmalı.

Dulkadiroğulları Beyliği : 1337-1521. Maraş, Ayıntap, Malatya.

Kadı-Gazi Burhaneddin Beyliği : 1381-1398. Kayseri, Sıvas.

Karamanoğulları Beyliği: 1256-1466. Konya, İçel, Karaman, Mut, Gülnar, Akşehir.

Menteşe Beyliği : 1282-1451. Muğla, Milas.

Saruhanlılar : 1302-1410. Manisa, Alaşehir, Nif, Bergama.

Aydınoğulları : 1308-1426. Aydın, Ayasluğ (Selçuk) , Birgi, Tire, Ödemiş, İzmir.

Karesi Oğulları : 1297-1360. Balıkesir, Çanakkale, Biga, Bayramiç, Bigadiç.

Germiyanlılar : 1300-1429. Kütahya, Denizli.

Alaiye Beyliği : 1293-1471. Alanya.

Hamidoğulları Beyliği : 1301-1423. Isparta, Yalvaç, Burdur, Eğirdir, Antalya, Korkuteli (Istanos).

Candaroğulları- İsfendiyar Oğulları Beyliği : 1292-1460. Kastamoni, Sinop, Zafranboli, Kengırı.

Canik Beyliği: Samsun.

Ramazan Oğulları Beyliği: 1352-1610. Adana

Anadolu’nun Türkleşmesi Beylikler Dönemi’nde ivme kazanmıştır. Göçer Konar Türk boyları davarcılık nedeniyle yaylalara sürüleriyle çıkıyorlar; kış mevsimini geçirmek için de kışlaklara iniyorlardı. Böylece hayvancılık ekonomisi toponimiyi derinden etkilemiştir. Yayla-k, kışla-k adlarının sayısız örneği vardır. Elbette yerleşik düzene-oturak- geçen  Türkler de ekincilik yaparak Anadolu ekonomisine katkı sağlamışlardır. Fakat, iklimdeki düzensizlikler tarımı etkilediği için güven verici olmaktan uzak olan bu etkinliğin genişlediğini, yaygınlık kazandığını söylemek zordur.

1402 Ankara Savaşı’nı kazanan Timur’un Anadolu’ya verdiği zarar büyüktür. İşgalci ordunun yaydığı korku öylesine etkili olmuştur ki binlerce aile bırakıp evini barkını, uç bölgelere göç etmiştir.Timur’un tek yararı İzmir’i kurtarması olmuştur. Gavur İzmir böylece Türk yurdu olmağa başlamıştır. Menteşe Yöresi ,işgal edilen bölgelerden göç eden ailelerce sahillere varıncaya değin Türkleşmiştir.

TÜRKİYE KENTLERİNİN  A’dan Z’ye ESKİ ,YENİ, DEĞİŞTİRİLMİŞ ADLARI

Acıpayam : Garbi –Asi- Karaağaç.

Adana : Antiokheia ad Pyramos. Attanai. Adaneion. Antiokheia ad Sarum.

Adapazarı : Ada, Tığcılar, Sakarya.

Adıyaman : Hısn Mansur. Vadi ül-Leman (Güzel koyak).

Ağlasun : Sagalassos.

Ahlat : Khlat (Ermenice),Hilat (Arapca), Khilat (Gr).Chelat (Batı kaynaklarında).

Akçaşehir: Dia, Diapolis. Günümüzde Akçakoca.

Akhisar : Thyateira, Thyatire, Thyatira, Pelopia, Apollonidea, Apollonie, Doedye, Doide.

Aksaray : Kurşaura, Archelais Garsaura, Colonia, Archaelais, Taxara, Aksera, Aksara, Darrüz'-Zafer, Darü'l Cihad.

Akşehir : Philomelion, Belde-i Beyza (Ar.), Ak şehr, Aşar, Ahşar, Ahşehir.

Alanya : Alaiye, Korakesion Coracesium, Golanoros Kondelor, Kalonoros.

Alaşehir : Philadelphia, Philadelphia, Neokasereia, Neokaiseria, Caesereia, Alaşar.

Amasra : Amastris.

Amasya : Ameseia.

Anamur : Anenurium, Anamur, Anemureon (Rumca).

Ankara : Ankyra, Ancyra, Ankora, Engürü, Anker, Ankas, Aghuridha, Enguriya, Acras, Beldet-i Selasil.

Antalya : Attaleia, Atalia, Atale, Adalin, Adalya, Ataliyye, Etaliyye, Sattalia.

Ayasulug  : Ephese, Ephesos, Hagios, Theologos. Günümüzde Selçuk.

Aydın : Heliopolis, Uentheia, Seleuceia, Antiocheia, Polyontheia, Arymna, Kaisareia, Caesarea, Trales, Tralleis, Güzelhisar, Aydıngüzelhisar.

Ayıntap : Beda, Bida, Diba, Diva, Siba, Daba, Heba, Tulub, Dolicheunus, Doliche, Doluk, Düllük, Telük, Telupa, Hatap, Hamtap, Teluch, Dolikhe, Ayıntap, Gazi Ayıntap,  Gaziantep.

Ayvalık : Kidoniai.

Babayı- Atik : Bizansta Bulgarophygon. Gr: Bulgaros. Bulg. Phygon. Günümüzde Türkçe Babaeski.

Bafra : Bafira, Gazelon, Paure.

Balıkesir : Misia, Mizya, Mysi, Eskihisar, Paleokastro, Kara İsa. Karesi.

Bartın : Parthenis, Parthenios, Bartıni, Onikidivan, Nehr-i Bartın İskelesi.

Başkale (Van). Elbak, Albak.

Bayburt : Papertum, Baiberdon, Papert, Bayberd, Baberd, Paypert, Payport, Paiepurth, Baiburt, Babirt, Papirt, Baybird, Simpadavan.

Bayezit : Günümüzde Doğubeyazıt.

Bayındır : Hamidiye.

Belisırma : Peristrema (Ihlara Koyağında köy).

Bergama : Pergamon, Pergamum.

Beypazarı : Lagania.

Beyşehir : Karaia, Karamanie.

Biga : Pegae, Pigas, Sidene / Menbalar, Boğaz Şehri.

Bilecik : Agrilium, Belekoma.

Birecik : Birtha, Karsulmanı Asaria, Elbiria.

Bitlis : Badlis, Bedlis, Betlis, Bidlis, Bateş, Pağeş, Pağiş, Kudama.

Bodrum : Halikarnassos, Halicarnassos, Alikarna, Bedro, Peterium.

Bolu : Bithynium, Claudiopolis, Hadrianopolis.

Bor : Baris, Borüs, Tuvanna.

Bozok : Yozgat.

Burdur : Buldur, Limnobria, Limobrama, Polydorion, Bzostas, Tirkemiş.

Bursa : Prusia, Prusias.

Bünyan : Tzamandos, Symnada, Ariarathia, Bünyan-ı Mamid, Hamidiye.

Cebelibereket : Osmaniye.

Ceyhan : Yarsuvat, Urfiye, Hamidiye.

Çal : Demirciköy.

Çapakçur : Capekcur, Çevlik, Bingöl.

Çatalca : Metra, Metrai, Pharsalos, Pharsala.

Çemişgezek : Çımışgazak.

Çermik : Cermuh.

Çeşme : Cyssus, Dimos, Kissu, Kysus, Kasistis, Finkus, Stylarion, Krini.

Çorlu : Tzurulon.

Çorum : Niconia, Tchouroum, Tchoroun, Tavium.

Darende : Tıryandafil, Otuz Yapraklı Gül, Tıranda, Derende.

Denizli : Laodiceia, Lazkiye, Ladik, Donguzlu, Tonguzluk, Dengizli.

Dersim : Mameki, Kalan, Tunceli.

Divriği : Apbrike, Nicopolis, Tephrice, Tephrike, Tefrike, Ebrik, Madinat al-Biyalika, Divkik, Livriki, Divrik.

Diyadin : Daudyana.

Diyarbakır :  Subaru, Amidi, Amida, Hamid, O’mid, Kara-Amid, Diarbek, Diyarbekir, Diyarıbekr.

Edirne : Orestas, Orestia, Orestias, Uscudama, Adrianapolis, Hadrianupolis, Edrinus, Edrune, Edrinabolu, Endriya.

Edremit : Adramyti, Pedasus, Andamyttium, Adramytteion, Thebe, Antendros, Antandrus.

Elbistan : Ablastha, Ablistheene, El Bostan.

Enez: Ainos, Enoz, İnöz.

Erbaa: Herek, Erek.

Erciş : Arsissa, Arciş.

Erdek : Aptakh, Artace, Artacie, Artak, Artake, Artaki, Cyzicus, Equise, Esquilli, Esquisse.

Ereğli : Karadeniz – Herakleia Pontike, Herakleia Pontica, Mezropolis, Bartın Ereğlisi, Bander-i Ereğli.

Konya Ereğlisi : Cybistra, Kybistra, Kibistra, Herakleia, Heraklea.

Ergani : Arghana, Argani, Osmaniye.

Ermanek : Germanikopolis, Germanik, Ermenak.

Erzincan : Arzincan, Arzingan, Erzingen. Ekeleats, Kelitzene Kelzene, Eguegh’iats, Yerzinga.

Erzurum : Romanorum, Garin- Karin, Karn, Karintis. Karona. Carana, Garnoy, Karaz, Kalak, Garnoy-Kalak, Kali, Kalikaia, Theodosiopolis, Arze, Arzen, Erze, Erzen-i Rum, Erzeroum.

Eskişehir : Dorylee, Dorylaeum, Dorilaium, Doryleon, Dorylaion, Dorylaum. Eski Dorylaion.

Ezine : Neandria, Ezne-Enay.

Fatsa : Kuğular, Fatısa, Fatista.

Gemlik : Cius, Kios, Chio, Gio, Prusa ad Mare. Haçlı Dönemi adları : Civitot, Civetot, Civethot, Civeccoc, Cyvito, Chivecot, Gemilik.

Gebze : Libyasa, Dacybyza, Dakibyza, Gegbuze, Gebize.

Gelibolu : Gallipolis, Galipoli, Gallipoli.

Genç : Darahini.

Gevaş : Vestan, Vosdan.

Giresun : Aretias, Araineos, Area, Aria, Chalceteris, Areos, Cerasus, Cerasonte, Karassunde, Kerasus, Kerassonda, Keraaonde, Karazonde, Kirezun, Pharnacia, Farnas, Pharnas.

Gümüşhacıköy : Kimari, Artukabad, Hacı Nazır Köy, Hacıköy.

Gümüşhane : Argyropolis.

Hakkari : Çölemerik, Culamerg.

Harran : Carrhae (Roma Dönemi ), Hellenopolis, Arran.

Ilgın : Tyragium, Tugragion, Tyriaium.

Isparta : Baris, Sabarta, İs-Barita, Hamidabad, Sporada, Eis Barida, Saport, Sparte.

Istanos : Korkuteli.

İnebolu : Abonotikos, Aboneteikhos, Abonuteithos, Abana, İonopolis.

İnegöl : Ankedoma, Angelokome

İskilip : Bioacium.

İskanderun : Myriandrus, Alexandria ad Issum, Alexandreia Myrriandos, Alexandreia Scabiosa, Alexandria Minor, Alexandretta, İskandarapuna, İskandarun, İskandariya.

İstanbul : Byzans, Byzantium, Constantinopolis, Konstaninopolis, Konstantiniye-i Mahrusi , İslambol, Dersaadet, Paytaht, Asitane.

İzmid : Astacos, Olbia, Nikomedia, İznikomid, İznikmid.

İzmir : Smyrna, Smyrne,, Smirne, Zmirra, Esmira, Asmira, Smire, Smira, Lesmire, Lesmirr, Le Smirle, Ksmire, İsmira, İsmire, Yezmir, Yizmir.

İznik : Antigoiea, Antigonia, Eis Nemaiar, Nicaea, Nicea, Nikea, Nikaia.

Kahta : Al-Kahta, Arsameia, Kölük.

Kale-i Sultaniye : Alexandreia Troas, Antigoneia Troas, Colonia, Augusta Troadensium. Çanakkale

Kandıra : Kentri.

Kangırı : Germanikopolis, Gangra, Hancara, Cancara. Çankırı.

Karahisar-ı Sahib- Karahisar-ı Garbi : Afyon, Afyonkarahisar.

Karahisar-ı Şarki : Colonia, Nikopolis, Keyguna, Şebinkarahisar.

Karaman :  Larende.

Karamürsel : Prainetos, Helenapolis.

Kastamonu : Tumanna, Castumanna, Castrokomnen, Kastamoni, Germanicopolis, Castomon.

Kayseri :  Eusobia. Mazaka caeares, Kayser, Kaisareia, Kayseriyye.

Kelkit : Çiftlik.

Kemer : Kemer Edremit.

Kırkkilise : Vrisium, Verisse, Verise, Nerisse. Kırklareli.

Kirmastı : Kirmastoria, Kirmasti. Mustafakemalpaşa

Kırşehir : Gülşehri, Kırşehri.

Konya : Colonia Aelia Hadriana, Iconium, Ikonion, Konieh.

Kuruçay : İliç.

Kuşadası : Echelle-Neuve, Scala-Nova.

Kütahya : Seramorum, Kotiyom.

Lapseki : Pityusa, Pityaessa, Lampsakos, Lampsacus.

Mahmudiye : Karakallı, Kazımpaşa, Özalp

Malatya : Maldiya, Mildiye, Melid, Melidi, Meliddu, Maldija, Malita, Melite, Melitene.

Mamuret-ül-Aziz : İşuva, Kharpeta, Harputa, Harputavanas, Supani, Sophone, Tsophk, Kharpert, Kharberd, Gaspert, Kherpert, Hısn-ı Ziyad, Hayre-l Büut, Harput, Merzia-i Muzafferiye, Mezria, Mezre, El-Aziz, Elazık, Elazığ.

Manisa : Magnezi,

Tyateris Akhisar,

Gordos : Gördes,

Philadelpheia : Alaşehir,

Silandos: Selendi.

Maraş : Germanicea, Germanicia, Germanica Caesarea.

Marmaris : Fesikos, Pricus, Phyckos, Fiskas.

Mardin : Micdonine, Marde, Maridin, Merdin, Mardion.azibane, Heliupolis.

Meyyafarikin : Miferket, Muhargin, Muthargin, Mefarıkin, Farikin, Matur Halah . Silvan.

Milas : Mylassa, Miloso, Melaso, Melasso, Melassa, Milaxo, Melaxo.

Mihaliç : Miletopolis. Karacabey.

Mudanya : Mirlea, Apamea, Montagna, Montania.

Mudurnu : Comopolis, Swe Modrenae, Modrene, Modreae, Mutarni, Matarni, Mudurlu.

Muğla : Mebella, Mobolla, Mobollevs, Moğola, Mağola, Movola, Alinda. Karya.

Muradiye : Bargiri, Bergri, Pergri.

Mut : Yenika, Olba-Claudiopolis.

Nazilli : Antiokheia, Anticheia ad Maendrum Caria.

Nevşehir : Nyssa, Muşkara ,Neopolis (Rumların verdiği ad).

Niğde : Nakida, Nekide, Nikde, Nagidos, Cadyan.

Niksar : Nik Hisar, Neocaesarea, Neokaisareia.

Nusaybin : Aramis, Mapin-Suba, Nazpina-İzella, Antimosia,Nisibis, Nasibeyn (Arapça: Çifte nasipli, bitek ).

Ordu : Katyora, Kalibya

Ordu : Yayladağ’ın eski adı.

Ödemiş : Demich.

Rize : Rizos ( Sulamaya gerek göstermeyen dağ pirincinin adından).

Samsun : Amisos, Amisos, Amisus, Enete, Sampson, Simisso.

Seyyidgazi : Battal Gazi’nin adından.

Siirt : Keert, Kaarat, Eserad, Tigromesert, Tigrakert, Si’irt, Is’irt, Sa’irt, Sert, Söört, Sört, Sırt, Sairt.

Silifke : Salukiye, Selefke, Seleukeia, Selevkia.

Sinop : Gasga, Sinova, Sinope.

Sis : Sision kastron, Sisin, Sis, Sisa, Hısn Sisiya, Sisa, Assisum, Assis, Asis, Oussis, Kars Zülkadriye,Kozan.

Sivas : Sebasteia.

Siverek : Sevavorah.

Soğanlı : Soandos (Kayseri Yeşilhisar).

Söğüt : İtea, Thebasion, Sevasion, Bid, Söğütcük, Söğütçük.

Söke : Sokia.

Tarsus : Tarse, Tarza, Tarzil, Tarsos, Tarzoy, Tarsis, Tars, Julypoli, Parsenya.

Tekirdağ : Bisanthe, Besanthe, Radostave, Rodoste, Rhaedestees, Raidestos, Visanthi, Resistos, Gülbahçe, Tekfur Dağı, Rodoscuk, Tekirdağ.

Terme : Themiscyre, Themiscyra.

Tire : Tyrha.

Tirebolu : Tripolis.

Tokat : Comana Pontica.

Trabzon : Tarap, Tibarite, Tibarende, Trabende, Trebizonde, Trapesonda, Trapezus, Trebizond, Trapezonte, Trebizonda, Tırabuzan.

Urfa : Edes, Edesa, Edessa, Yetesya, Antioche Callirhoe, Urhöl, Örrhoe, Caliirhoe, Urhal, Örrhoe, Roha, Urhai, Orfa.

Uşak : Uşşak.

Ünye : Ünieh, Oeneo.

Ürgüp : Osiana, Prekop, Brügüp, Ürküp.

Van : Tuşpa, Thospia, Biani, Wiaina, Artemita, Semiramocerta Vana, Vasburagan.

Viranşehir : Tela, Antoniopolis, Constantino.

Yalova : Drepanum, Helenopolis. Yalakova , Yalakabat.

Yalvaç : Pisidia Antiockheia’sı. Anatolikon Themasının sınırları içinde.Pergamon Krallığı, Selefkos egemenliği, Pisidia-Roma Dönemi, Bizans, Hamidoğulları, Osmanlı…

Olbia : Eski İzmit.

Kios : Gem(i)lik.

Yozgat : Taviyyum, Bozok.

Zafranbolu : Taraklı Borlu, Zağferanbolu, Zafranboli, Safranopolis. Safranbolu.

Zamantı : Tsamandos, Aziziye. Pınarbaşı.Uzunyayla’dan kaynaklarını alan ırmağın adı.

 

İl ve il merkezi farklılıkları

1924 ( 8 Mart İdari Taksimat Kanunu ) yılındaki mülki düzenlemede sancakların tamamı vilayet olarak ortaya  çıkmıştır . Günümüzde ilçe durumunda olan birçok kasaba o yıl il merkeziydi : Kozan, Erganimaden, Silifke, Siverek, Çatalca, Biga, Şebinkarahisar…

Bazı illerin adları ile merkezin adları da farklıydı. Şöyle ki,

Biga Vilayetinin merkezi Çanakkale,

Karasi Vilayetinin merkezi Balıkesir,

Çatalca Vilayetinin merkezi Çatalca,

Saruhan Vilayetinin merkezi İzmir ,

Cebelibereket Vilayetinin merkezi Osmaniye

Seyhan İlinin merkezi Adana ,

Ağrı ilinin merkezi Karaköse,

Çoruh ilinin merkezi Artvin,

Kocaeli ilinin merkezi İzmit (Bugün de aynı),

İçel ilinin merkezi Mersin,

Hakkari ilinin merkezi Çölemerik,

Hatay ilinin merkezi Antakya (Günümüzde de aynı).1924’te Fransız işgalindeydi. 1939’da Hatay Devleti ilga edildikten ve bir vilayet olarak Türkiye’ye katıldıktan sonraki yeni düzenlemede İskenderon Sancağı,Hatay adıyla vilayet yapılmıştır.

Bingöl ilinin merkezi Çapakçur,

Tunceli ilinin merkezi Kalan (Mameki),

Canik ilinin merkezi Samsun,

Hudavendigar ilinin merkezi Bursa,

Menteşe ilinin merkezi Muğla,

Ertuğrul İlinin merkezi Bilecik.

                               …………………………………….

Türkiye genelinde toponimi araştırmaları yeterince yapılmamıştır. Bu konuda Azerbaycan ziyalılarının çalışkanlığı bize örnek olmalıdır. Bu alanda Prof Dr Budag Budagov’u rahmet ve minnetle anıyorum. Onun yayınları rehber değerindedir.  Azerbaycan’ın büyük coğrafya bilgini COĞRAFİ ADLAR kitabıma yazdığı sunuşta (redaktordan) önemli konulara değinmektedir : ‘’ Elmi- tekniki, igtisadi ve ictimai teregginin müasir inkişaf merhelesinde coğrafi adların, nece deyerler , ünvanı mühüm ehemmiyete malikdir. Coğrafi adlar dünyada olan saysız-hesabsız objektleri bir-birinden ayırmagla onların ünvanlarını gösterir. Heritelerde, atlaslarda ve mühtelif edebiyatlarda mekan göstericisi olan coğrafi adlar hem de mühüm ünsiyet vasitesidir. Bu adların her biri zaman gecdikce ferdileşir, özüne mehsus coğrafi objekte çevrilir. Onlar her hansı bir dilin grammatik ganununa tabedir. Lakin müeyyen milletin ve ya halgın öz diline aid bu ve ya diger adlar çok hallarda ilk yazılış ve teleffüz forması deyişdirildiyinden onların me’na ahtarışı da çetinleşir.

Coğrafi adların me’na ve mezmununu araşdırmag tarihi, ingilabi, meskunlaşma ve başga hadiseler haggında tesevvür elde edilmesine imkan verir Adlarsız atlasları, siyasi, inzibati, igtisadi, topoğrafik ve s. Hariteleri tertib etmek mümkün deyildir.

Coğrafi adlar uzun müddet yaşayır, neslden nesle keçir. Gedimde mövcud olan halgların, tayfalaın, müeyyen tarihi hadiselerin, mübarizelerin müjdeçisi olarag galır. İctimai hadiseler kimi bu adlar da igtisadi ve medeni inkişafla yanaşı deyişir ve biri digeri ile evez edile bilir. Böyük coğrafi keşflerle yanaşı insanların bir ölkeden başgasına köçmesi dövründe meskunlaşmış yerlerde yaşayış mentegelerinin sayı artır ve böyüyür. İspanlar, Erebler, Romalılar, Hindliler, Yunanlar, Finikiyalılar, Ruslar köçdükleri yeni yaşayış mentegelerinde öz ana dillerinde çohlu adlar vermişler.

Coğrafi adların müeyyen eraziye, yeni yaşayış mentegelerine ve s. Şamil edilmesi ictimai kategoriyadır, çünki onlar erazinin, halgın, dövletin medeniyetini, igtisadiyyatın inkişafını, ehalisinin, ayrı ayrı milletlerin, tayfaların adet ve en’enesini, tarihi hadiseleri eks etdirir.

Luget kimi yazılmış bu kitabın esas megsedi dünya ve Sovet İttifagı migyasında, o cümleden Azerbaycan’da olan bir sıra mühüm coğrafi adların menşeyi ve mezmunu haggında geniş ohucu kütlesine gısa me’lumat vermekden ibaretdir. Çohillik emeyin mehsulü olan bu kitabın yazılmasında başlıca olarag neşr olunmuş kitab ve megalelerden, toponimika üzre keçirilmiş elmi müşavire materiallarından, lüget ve ensiklopediyalardan, dövrü metbuatdan istifade edilmişdir.

Geyd etmek lazımdır ki, ister dünyada, isterse de ölkemizde hele çohlu coğrafi objektlerin adı aydınlaşdırılmayıb, çünki onların yaranma tarihi ve menşeyi haggında degig melumatlar yohdur. Be’zi adların menşeyi müeyyen derecede mübahiselidir. Şübhesiz ki, gelecekde aparılacag tedgigatlar neticesinde onlar degigleşdirilecekdir.

Müellif çalışmışdır ki, kitaba dahil edilen coğrafi adların aşkar edilib degigleşdirilib , resmileşdirilmiş mezmunu haggında ohuculara elmi-kütlevi şekilde me’lumat versin.’’ ( Nebi Nebiyev. 1982. Coğrafi Adlar. Azerneşr. Bakı )

İnanıyorum ki her ilimizde var olan üniversitelerin Coğrafya, Tarih, Türk Dili bölümlerinin genç araştırmanlarının çabalarıyla ortak ürünlerin günyüzüne çıkması , kitaplaşması umulur. Bu dileğimizin gerçekleşmemesi için hiçbir neden yoktur.

                             ……………………………………………..

Bu konuyu Sosyolog Ziya Gökalp’in Türk Medeniyet Tarihi (1925) eserindeki Yer-Sular bölümüyle bitirebiliriz : ‘’Türk aşireti, kendini besleyen ve barındıran ırmakla dağı mukaddes tanır ve tanrı telakki ederdi : Sanki aşiret dağ, ırmak birleşerek üçü mukaddes bir şahsiyet olmuştu.

Türk aşiretleri dağlarına ve ırmaklarına o kadar merbut idiler ki, başka ülkelere göç ettikleri zaman, her aşiret kendi dağının ve ırmağının adını yeni yurduna götürerek oradaki yeni ırmağa ve dağa verirdi. Mesela Oğuzlar, bir zaman Farap’ta otururlardı. Yazın da Karacuk adlı dağa çıkarlardı. Sonradan bu Oğuzlar Türkiye’ye hicret ettiler. Bir kısmı Musul’da yerleşti : Orada yayla ittihaz ettikleri dağa Karacuk adını verdiler. Diger kısımları da Diyarbakır’da, Bilecik’te, Ankara’da yerleştiler. Bunlar da oralarda yaylak edindikleri dağa Karaca Dağ adını verdiler.

Seyhun ve Ceyhun kıyılarından gelen Türkmenler de Adana vilayetinde yerleştikleri zaman buradaki iki ırmağa Seyhan ve Ceyhan adlarını verdiler. Bin Kışlak’tan gelen Türkmenler de yeni yaylalarına Bin Göl (Min Bulak) adını verdiler.

Bu vakıalardan şu neticeyi çıkarırız : Eski Türk aşiretlerinden her biri, kışlak ve yaylak ittihaz ettiği ırmak ve dağına kendi hususi mabudunun, yersu’sunun adını veriyordu. Aşiret tanrısiyle beraber göçüyordu. Zaten aşirete ‘’Göç’’ emrini veren de kendi yersu’su idi… (Vasfi Mahir Kocatürk.1955. Türk Edebiyatı Şaheserleri. S.164. İnkılap Kitabevi. İstanbul)

                           …………………………………………………………………….

·          * Mazı : Kağnının tekerlerini birbirine bağlayan ağaç kütüğü…

·          ** Gavur Dağları’nın 2 adı daha vardır. Nur Dağları, Amanos Dağları.