TUZSUZ KOYUN

Hacı Hüseyin Ağa kasabanın tek kuyumcusu.

Yıl 1971.

Ancak bu iş onun tek geçim kapısı değil.

Aslında üzüm bağları var. Evinde halı dokunuyor.

Kuyumculuğu boş vakitlerinde yapıyor, oyalanmak için.

Eli açık bir insan: Ekmeğinin düşmanı.

Cebi sırtında olanlardan değil.

Cebinde akrep olanlardan da değil.

Küçük dükkanında müşteriden çok,

yarenlik için gelenler kalabalık ediyor.

Temiz bir insan.

Safça.

Para isteyene veriyor. Kayıt kuyut yok.

Bu yüzden , boş gezenin boş kalfaları

pek seviyorlar Hacı Hüseyin Ağa’yı.

Borç değil.

Yazmak da yok deftere.

Birileri hanımına duyurmuş.

Bu gadar eliaçıklık da iyi deyil bacım; sevap işliyor amma,

iflas edecek bu gidişinen.”

Hakime Hala bir gün bize geldi, dert yanıyor.

Valla bacım, nöörelim, bilmem ki. Şaşırdım galdım.

Duzsuz goyun duzlu goyunu yalıya yalıya bitiririmiş.”

****