YÜREĞİM GURBET
Bazen ne çok yabancılaşırız kendimize,
tanıyor muyum bu aynadaki yüzü diye sorasımız gelir içimizden
çünkü el alem ne der kıskacına yakalanmışızdır birden
öyle kaptırırız ki kendimize ‘’onlarla olmaya’’
‘ben’ olmaya vaktimiz kalmaz bazen
Olaylara verdiğimiz tepkiye kendimiz şaşırırız ilk zaman
Çünkü olduğumuz gibi değil, olmak istediğimiz gibi davranır olmuşuzdur çoktan
Aslında ben öyle demek istemedim,
sizin gibi de düşünmüyorum cümleleri hep itelenir dile getirilmeden
Çünkü korkarız ‘öteki’ olmaktan
İçimiz ağlarken yüzümüz güldüğünde yaşarız yüreğimizdeki gurbeti
Oysa gerçekleşmek değil miydi yıkılan hayallerin niyeti
Boğazımızdaki düğümler yüzünden konuşamadığımızda
öğreniriz başımızı yana çevirmeyi
Hıçkırıklarım duyulmasın diye mutfakta bir şeyler devirmeyi
Bazen farkında bile değilizdir yureğimizdeki gurbetin
Ne kadar yabancılaştığımıza o aynadaki ‘ben’in…
Şöyle uzaktan kendimize bakmadıkça farkına varmayız değiştiğimizin
Delice kınadığımız şeylere dönüştüğümüzün
Oysa bu hayat bizim,
bu ömür bize verilen en büyük hediye
En büyük servetimizi başkası için harcamak niye
Biliriz ki insanoğlu kıymet bilmez, çabuk unutur
Ne kadar fedakarlık yaparsan yap,
gün gelir karşılığı yapmasaydın olur
Bu yüzden önce kendisiyle barışmalı insan,
yüreğine kendine özel dünya kurmalı
Öyle sağlam olmalı ki temelleri ,
giden kim olursa olsun hep ayakta kalmalı
Yüreğine gurbet olmamalı insan, orası vatanı olmalı
Sessizlikte dinlediği, kalabalıkta sığındığı limanı
Hayat bize sormadan geçip giderken
Kum saatindeki ömrümüz akıyor elden
Öyleyse yüreğine gurbet olmaktan çıkmalı önce
Bir konuda elinden geleni yapmışsa,
Vicdan rahatlığı yetmeli bize
Verdiğimiz çabanın gücü olmalı,
olmadıysa olmadı işte