1960’ LI YILLARDA AY TUTULMASI

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Sobalarda odun ve kömür olmadığı ve alınamadığı için “kerme” yani kurtulmuş tezek yakıldığı yıllarda köyde cami önünde büyüklerimizden “dünyanın sarı öküzün boynunda asılı olduğunu ve sarı öküz boynuzunu oynattığında deprem olduğuna”dair rivayetleri çok dinlemiştim. Köyde o yıllarda öğretmen ve imam vardı. Ama hiç birisi köylüye dünyanın sarı öküzün boynuzunda olmadığını anlatma gereği duymadığı anlaşılıyordu.

Uzun yıllar köylerde odun kömür yerine kullanılan kerme yani kurutulmuş tezek

Henüz ilkokul üçüncü sınıfa giderken güpegündüz “ay tutulması” yaşandı. Cami hopörlerinden  köy imamı sela okumaya ,köylü teneke çalmaya ,tüfeği olanlarda aya doğru nişan alarak ateşlemeye başladılar..Söylenti büyüktü.”büyükçe bir ayı, ayın önüne geçmişti” bütün amaç ayıyı korkutup ayın önünden çekilmesini sağlamaktı. Remzi amcanın Musa kayanın başına çıkmış tüfekle beş el ateş açmıştı. İmam İzzet Hoca selayı daha gür bir sesle okumaya devam ediyordu. Zöhre nine çaldığı tenekenin sesini artırdı..Ama nedense ayı tınmıyordu bile..

Nihayet 1970 li yıllara geldik. Köyde az sayıda bulunan radyodan “Amerikalılar ay iniş yaptılar” haberi duyuldu. Cami önünden toplanan köyün “ileri gelenleri” radyodan yayılan habere bir türlü inanmak istemiyorlardı. Hacı Kümpürcü emmim “Ay nur ilin gavuru nasıl iner aya. Hadi oradan” diye Radyo spikerine küfretmeye başlamıştı bile. Ama Amerikalı astronatların aya iniş yaptığı sabitti.

Cumhuriyet her köye bir cami ve her köye bir ilkokul yapmaya çalışıyordu. Tüm amaç köylüyü bu yanlış rivayetlerden kara cehaletten arındırmaktı. Her köy çocuğunun okur yazar hale gelmesi bir anlamda büyük başarı demekti.

Aradan altmış yıl geçti ay tutulmasını, “ay’ın önüne ayı geçmesi” olarak gören ,algılayan kalmış mıdır bu güzelim ülkede bilemiyorum.