BİR DERGİNİN YARATTIĞI TİRYAKİLİK

The National Geographic Magazine tiryakiliği ne zaman başladı bende?

1967'de Ankara Üniversitesi, Dikimevi'ndeki Giresun Yurdu'nu satın alıp Mediko Sosyal birimi olarak öğrencilerin hizmetine verdi. Haftanın belli günlerinde uzman doktorlar her branştan, muayene ediyorlardı. Beni en çok ilgilendiren yer kütüphanesi idi. Site Öğrenci Yurdu'nda kaldığım için yakınlık da bir avantaj idi.

Kütüphane'de her konuda kitap vardı. Tıp, hukuk, ilahiyat ( Son derece nitelikli , sanat değeri olan baskısıyla Sahih-i Buhari ciltlerini burada gözden geçirmiştim), eğitim, işletme, tarih, sosyoloji, mühendislik dalları...

Dergiler de düzenli  olarak yer alıyordu raflarda.

Dersimin olmadığı bir sabah, erkence kütüphaneye girdim. Baktım, rafta, o güne değin görmediğim nitelikte, parlak kağıda basılmış, renkli fotograflarla bir dergi : The National Geographic Magazine...Sayfaları aktardıkça hayranlığım arttı. 1888'den beri çıkıyormuş ve biz, coğrafya öğrencisi olduğumuz halde, aradan 79 yıl geçtikten sonra farkına varıyorduk.

Lise'de coğrafya öğretmenimiz Kastamonulu Muzaffer Sofuoğlu bize diyapozitifle gösteri hazırlamıştı. Yalnız bir kez. Demek yeterli gereç, malzeme, dia yoktu ki, orada kaldı ; ardı gelmedi. Coğrafya kitabımız sevimli bir kitap değildi. Dr Nurettin Seçkin idi yazarı. Saman kağıda basılmış ak-kara fotograflarıyla ilgi uyandıracak bir yanı yoktu. Avanoslu Coğrafya öğretmenimiz Ahmet Akyürek, DTCF mezunu olduğu halde, bu sevimsiz kitaba, sözcüğü sözcüğüne bağlı kalarak ders işliyordu.

Coğrafya dergilerine yabancı değildim. 1950' başlarında Batumlu Niyazi Ahmet Banoğlu'nun çıkardığı Coğrafya Dünyası dergilerini babam bir bohça içinde koruma altına alıp evimizde bir dolapta saklamıştı. İlk, orta, lisede o dergilerden yararlanmışımdır.

Yine aynı yayıncı  1961-63'te Tarih-Coğrafya Dünyası dergisini de çıkardı. Onları artık ben alıyordum, çünkü o sırada lise öğrencisiydim. Tarih ve coğrafya konusunda derslerimizde öğrenemediğim birçok konuyu bu derginin makalelerini okuyarak bilgi sahibi oldum.

Gelelim Mediko Sosyal Kütüphanesi'nde tanıdığım ABD'den gelen dergiye.

Fakültede 2 yıl fransızca dersi görmüştük. Tüm dünya artık ingilizceye yönelmişti. Fransızcanın yeterli olmadığını anlıyorduk. Ne yapmalıydık ? İşte bu dergi tetikleyici oldu, bize anahtar veriyordu. Okyanusların tabanından, volkan dağlarının doruklarına; çöllerden buzullara her konuda makale yer alıyordu bu Amerikan dergisinde. Ülkeler tanıtılıyordu. Prof Dr Talip Yücel'in bize anlatamadığı ülkeleri bu derginin makalelerinden okuyup öğrenme olanağımız vardı.

Ve böylece tiryakilik başladı. Ankara sahaflarını tarayarak NGM eski sayılarını elde etmeğe çalıştım. Önceleri  pek de pahalı değildi. Öğrenci bütçemiz izin veriyordu o harika derginin insana nostalji yaşatan eski sayılarını almamıza.

Yılda çıkan 12 sayının en az beşinde harita da ek olarak veriliyordu. Fakat sahaflık saflığa izin vermez. Biliyorlardı onlar, bu ülkenin aydınları içinde haritasever, koleksiyon yapan aydınlar vardır. Böyle durumlarda derginin kendisi 5 TL ise, haritayı ayrıca 10 TL'ye satarak fiyatı yükseltiyorlar, katmerli kar elde ediyorlardı.

Fakülteyi bitirip MTA Enstitüsü Genel Direktörlüğü'nde çalışmağa başladıktan sonra da NGM tiryakiliği sürdü. Fakat o geçici kamplarda, kiraladığımız evlerde nice güzel sayıları kaldı. Taşınma telaşıyla bavullar dolusu dergilerim, harita klasörlerim yitip gitti.

Sonra İstanbul'daki sahafları keşfettik. Beyazıt, Beyoğlu, Kadıköy...Adreslerini elde ederek, yitirdiğim sayıları yeni baştan elde etmeğe çalıştım. Eski düzen yoktu artık.  Fiyatlar yükselmişti. Yine de MEB'na geçtikten sonra görev yaptığım ortaokul ve liselerde bu derginin makalelerini kullandım. Üniversitelerde ders verirken de, bazı güzel fotografları kamerayla çekerek diyapozitif halinde gösterilerde kullandım. Böylece sözel olarak kalmadı işlediğimiz konular, tekdüzeliği önleyen bir değişiklik oldu bu ve öğrencilerim bu dersleri mutlulukla bekler duruma geldiler.

1974 yılında doğrudan ABD'ye bilgi vererek abone-sürdürümcü oldum. Döviz bulmak, bankadan havale sıkıntılıydı ve formalitesi zaman alıyordu. Fakat o yıl 12 sayı tam olarak geldi Ürgüp adresime. Oğlum Umut 2 yaşındaydı. Benden önce zarfı o alır, dergiyi sayfa sayfa ,tek tek fotograflarını inceler, ingilizce açıklamaları benim kendisine çevirmemi isterdi. Doğaya, tarihsel yapılara ilgisi o aylarda başladı mimar oğlumun.

Fakat, sahaflardan eski sayıları getirtmek...Nostalji yaşamak...Her zaman iyi sonuç vermiyordu. Önce sahaflardan gelen çizelgelere göre seçim yapıyordum. Daha çok haritalı olan sayıları istiyordum. Geliyordu da...Fakat içinde haritası alınmış, yok. Başka...Makaleyi okumağa başlıyorsun, iki, üç sayfa kesilip çıkarılmış...Başka ...Güzel, sanat değeri olan fotograflar jiletlenmiş. Derginin cazibesi, albenisi, gelbanası tümüyle yokedilmiş.

Bazı eski sayıları değil Türkiye'de, ABD'de bulmak bile zor olmuştur. Seattle bölgesinde yaşayan Roma Jones hanıma mektup yazarak Türkiye, Kapadokya hakkında yazılmış makalelerin fotokopyalarını istedim ve onlardaki bilgileri doktora tezimde, hazırladığım makalelerde kullandım.

Elbette, bir Türk aydını olarak dergi  sayılarında yer alan Yunanistan, Ermenistan ile ilgili yazıları aynen kabul etmediğimi, verilen bilgilerin yer yer doğru olmadığını da belirtmeliyim. Çünkü yazar kadrosunda bu derginin, çok sayıda Grek ve Ermeni kökenli seyahat yazarı bulunuyordu ve gezdikleri yerlerde etki altında kalarak hazırlıyorlardı makalelerini.

İyimser olalım yine de...Bu dergiyi okuyarak İran'da Kaşgay adlı bir Türk topluluğunun  olduğunu öğrenmişimdir. Çevirdiğim bu yazı birçok dergide yer aldı, beğenildi. Daha başka Asya toplulukları da ilgi alanımdaydı. Doğu Türkistan ( Uygur ), Batı Türkistan ( Türkmen Diyarı ), Güney Türk Eli ( Afganistan ), Kuzey Türk Eli ( Kazakistan )...Onları da çevirmek bana Üniversitemin olanaklarıyla bir kitap kazandırdı ( GÖÇER-KONAR KAŞGAYLAR, AFGANİSTAN TÜRKMENLERİ, DOĞU TÜRKİSTAN UYGURLARI ) .2000 yılında yayımlandı bu mütevazı eser. Az sayıda basıldı kitap ve pek de yaygınlıkla tanınmadı. Yine de NGM sayılarından elde ettiğim makaleleri çevirmekle mutlu olmuşumdur. Okuyanlar da beğendiklerini dile getirmişlerdir.

Evet, bir derginin tiryakisi olmak da budur işte. Sigara tiryakiliğinden daha hoş, daha sağlıklı, daha yararlı...

-------------------------

3 Aralık 2024. Ürgüp