SUÇ VE SUÇLUYU GİZLEME (YİN)
Suç ve Suçluyu gizleme, suçun ve suçlunun eylemlerini legal gösterme ülkemizde bir olgu olarak nerdeyse legalleşti. Suç ve suçlu savunulurken suçun işlendiği yer kurum baz alınarak başka yer ve kurumlarda aynı suçun işlendiği düşüncesinden hareketle bir mağdur olgusu oluşturulmakta. İddia olarak suç ve suçlunun tespiti neticesinde yargı yoluna başvurulması böyle bir kıyaslama gerekçe gösterilerek toplum düzeni, huzuru tehlike altına alınmakta.
Bu gibi sıkıntılar doğal afetler, ekonomik ve benzeri nedenler gibi gerekçeler gösterilerek de geçmişimizde yaşandı, günümüzde ise siyasi olarak görmekteyiz. Amaç gaye ne ise toplumuzda huzursuzluk çıkarmak için mutlaka bir araç bulunur. Günümüzün aracı ise en hafif tabir ile ‘‘ suç ve suçlu yargılanmasın’’.
Toplumda bu gibi durumları legal göstermeye çalışmak hem ahlaki hem de hukuki açıdan büyük bir sorumluluk gerektirir. Toplumuzun temel değerlerini zedeleyen, sarsan bu tür davranışlara ön ayak olanlar, çanak tutanlar elbette ileride bunun hesabını vermekle karşı karşıya kalacaklardır. Geçmişte ülkemiz idaresine kafa tutanlar sokak çağrısı terörü destekleyip onlarca insanın ölümüne sebep olanlar, terör örgütü sizi tükürüğü ile boğar diyenler şimdi cezaevinde bu tür örnekleri çoğaltabiliriz. Demem o ki geçmiş den hiç ders almayanlar günümüzde yapacağı ve yaptığı sokak çağrısı nın neticesinde düzenin, huzurun bozulacağını, sözüm ona demokrasi, düşünce özgürlüğünü savunmak amacının dışında kavga, kaos, mala zarar verme, güvenlik güçlerine saldırma gibi sonucunun olacağını gayet iyi bilmektedir. Ama elinde arkasına saklanacağı kelimeler mevcut ‘‘Demokrasi, barış, özgürlük, hak arama’’ ne güzel değil mi mazeret, yalan, riyakarlıkları da hazır.
Bu gibi durumlarda çıkar sağlamak üzere Adalet ve eşitsizlik yok diyerek toplumumuzun en değerli olgusu vicdan, merhamet duygularına saldırılır manipüle ederler, piyasalar ile güveni sarsmak fiyatları kendilerinin istediği yönde kontrol etmek veya bazı sektörlerde avantaj sağlamak için vaz geçilmez bir alan oluşmasını, sinsi gülüşleri ile şeytani düşüncelerini gerçekleşmesini ellerini ovalayarak beklerler. İlerleyen zamanlarda insan öfkesini manipüle ederek dini ve kültürel farklılıkları çıkması için içten ve dıştan körüklenir. Unutmayalım bu gibi durumlarla karşılaşılmaması için yönetim, otoriteyi tavizsiz sağlar.
Kabullenmemek, büyüklenmek kibirden gelirse çok daha kötüdür. Kibir, büyüklenme, adaletli olmanın, haktan olmanın, helalden yana olmanın önüne geçer, adaletsizlik, hukuksuzluk, haram, eşitsizlik yandaşın, yüreğin ikametgahı olur ve esiri olursun. Mahkeme Salonlarında şu ifade yer alır ‘‘Adalet Mülkün Temeledir.’’
Demokrasi, özgürlük, barış, düşünce özgürlüğü, eşitlik, adalet dilimizden düşürmediğimiz kavramlar. Bu kavramları savunurken sosyal medyada, görsel ve yazılı basında görüyorum ki düşünceyi zorla kabul ettirme çabasına girildi aynı cenahtan düşünceden olan insanların farklı düşüncelerini, benim gibi düşünmüyorsun diye zorbalık yapıyorlar bu durum düşünce özgürlüğü ile çakışmıyor mu elbette çakışıyor. Öyle ki bu gibi düşünenler hani bir söz var üç maymunu oynamak ‘‘ görmedim, duymadım bilmiyorum.’’
Siyasiler istikballeri için şeffaf ve hesap verilebilirlik konusunda bu milletin aklıyla dalga geçmemeli, hukukla dalga geçmemeli, suç ve suçlu hafif görülmemeli, unutmayalım Anayasamızın 10. Maddesi herkes kanun önünde eşittir ilkesini düzenler. İnancım tam ki hukuk bunu sağlayacak.
Yukarıda değindiğim gibi kimse benim gibi düşünmek zorunda değil ben başkasının düşündüğü gibi düşünmek zorunda değilim. Farklı düşünceler olacak, ama manipüle edilerek sonucunda yakıp, yıkmanın, saldırmanın olduğu zorba bir düşünceyi kabul etmem. Yazımda yer mekan isim vermesem de her ne kadar neyi söylemek istediğimi, kim ve kimleri kas ettiğimi siz değerli okullarıma bırakıyorum.
Kadir Gecenizi tebrik ederim.
İhsan BİÇKİN
26.03.2025