ŞEKER BAYRAM(I)
Ramazan Bayramına çocukluğumuzda Şeker Bayramı derdik. Ramazan ayı boyunca tutulan oruç ve sonucundaki ulaşılan bayram Ramazan Bayramı doğru telaffuzdur. Hepimizin özleminde eski bayramlar var, günümüzde her sohbette nerede o eski bayramlar diye o günleri özlemle anarız, belki de bu durum geçmişe olan özlemin dışa vurumu.
Çocukluğumuzdaki geçirdiğimiz her bayramı hayatımızda ayrı bir yere koyar, çok anlamlar katar, anlamlandırıl. Çocukluğumun geçtiği Nevşehir Gülşehir Ovaören köyünde bir bayramı anlatmak nakletmek isterim.
Babamızın günler öncesinde aldığı bayramlıklar evde sandıkta saklanır ve nihayet o gün gelir orucun son günü bayram arifesi, hatta iftar açılır. Akşamın ilerleyen saatlerinde o an gelir bayramlıklar bulundukları yerden çıkartılır bana ve kardeşlerime verilir. Kardeşlerimin ve benim gözümde bayramlıklarımızı elimize almak ayrı bir mutluluk, ancak onları giyemezsin, sabahı bekleyeceksin -Anam; çocuklar sabah Bayram Namazı var yatınız, yarın erken kalkılacak, kardeşlerimle birlikte sıra sıra serilen yer döşeğinde, yastığımızın hemen bitişiğinde kazak, pantolon, çedik ve bir çift çoraptan oluşan bayramlıklarımızla uykuya dalarız.
Bayram günü her halükarda erken kalkılır, bayramlıklarımızı giyme vakti ve izni de gelmiş artık. Bayram ile birlikte bayramlıkları giyme sevinci başka; acer kazak, acer pantolon, acer çedik (acer: yeni anlamında)
Bayram Namazına gidenler namaz sonrası hep birlikte köyün mezarlığına gidilir, yol üzerinde bazı aileler küçücük masa üzerine koydukları lokum, bisküvi, şerbetten oluşan ikramlıklarda bulunur. Mezarlıkta dua sonrası herkes evine gelir, sülale (aynı soyadı taşıyanlar) nin en büyüğünün evinde toplanılır, herkes o gün evinde ne yemek yaptı ise siniler ile bize getirilir, babam sülalenin en büyüğü.
Bir odada yer sofraları serilmiş sofra üzerine siniler konulmuş hemen biraz kenarda hazırlanmış yemekler. Büyükler baş sofrada, küçükler en son sofrada ahlak, edep, adap, üslup bunu gerektirir. O anda 3-5 çeşit yemek olsa da; en sevdiklerim şehriyeli çorba, tereyağlı yumurta, kulaklı mantı hele birde bu mantı yoğurt ve küçük küçük parçalara bölünmüş sucuklu ise.
Yemek sonrası bayramlaşma, büyüklerin elleri öpülür, bayram harçlığı beklemeyelim zaten her şey kıt kanat. Kardeşlerimle birlikte bayramın en anlamlı anı gelmiştir. Şeker toplamak. Sanırım geçmişte Ramazan Bayramına Şeker Bayramı denilmesi buradan geliyor. Eğer bulmuş ise benim ve kardeşlerimde birer naylon poşet, komşulardan başlanılır eve varılır el öpme seansı sonrası naylon veya alüminyum tabak içerisine konulmuş renk renk şekerler verilir, bazı aileler şeker tabaklarından bizim almamıza müsaade ederler. Ee şeker toplayan bir biz değiliz, komşu çocukları; onlarda bizim gibi bayramcı gezip şeker topluyor. Sokakta karşılaşılır, bir iddia başlar kim çok şeker topladı iddiası, komşu çocuğu benden çok toplamış, benim az topladığımın nedeni kafamda cevap bulur, bunun sebebi en küçüğümüz, kız kardeşim, çok küçük çabuk yoruluyor, yavaş yürüyor her şeyi çok ağır yapıyor, bazen kucağımda taşıyorum, canım bu da bizlerin az şeker toplamasına neden oluyor. Eve bırakalım kardeşimi! Hem o kız, bizimle ne işi var. Kız kardeşim bu durumdan hiç memnun değil bizimle bayramcı gezmek şeker toplamak istiyor, ne yapalım? çok şeker toplamak için onun evde kalması gerek, nafile ağlıyor, biz birkaç adım uzaklaşıyoruz daha fazla ağlıyor. Pes eden biziz, kardeşimiz bizimle olmalı, her ne kadar şeker toplama yarışında geride kalsak da.
Ramazan Bayramınız, sevdiklerinizle birlikte şeker tadında geçirmeniz dileklerimle.
İhsan BİÇKİN
09.04.2024